YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22145
KARAR NO : 2015/23097
KARAR TARİHİ : 24.12.2015
Mahkemesi : Orhangazi 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 18.12.2013
No : 2012/905-2013/678
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı işveren vekilinin tüm, davacı K.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Eldeki dava, 506 sayılı Kanunun 26/1. Maddesi kapsamında, Orhangazi Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi’nin 12.04.2007 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşen 2006/.. – 2007/… sayılı dava dosyasında, iş kazasında davalı işverenin %80, sigortalının %20 kusurlu kabul edilmesine istinaden, hüküm altına alınmayan ilkpeşin değerli gelir, geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi giderleri nedeniyle bakiye kurum zararının tahsili istenmiştir. Mahkemece, kesinleşen ilk davada kabul edilen sigortalının gerçek zararı gözetilerek, eldeki davadaki isteme konu bakiye ilkpeşin değerli gelir yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması nedeniyle; ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, ilk rücu davasında verilen karar kesinleştikten sonra açılan ek rücu davaları yönünden; ayrıntıları 07.05.2008 gün ve 2008/10-363 Esas, 2008/366 Karar numaralı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ilamında da açıklandığı üzere, ilgililerin kusur ve sorumluluk durumuna göre toplam rücu alacağını oluşturan tutardan, sürekli iş göremezlik/ölüm geliri ve sosyal yardım zammının başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerlerinin birinci davada hüküm altına alınan bölümü mahsup edilerek kalan kusur farkını oluşturan miktara karar verilmesi zorunludur.
Bu açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular ile
./..
davalı işverenin %80 oranındaki kusur durumuna göre, sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri ve sosyal yardım zammının başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerlerinin %10’u, Kurum tarafından tüm peşin değerler bakımından açılan birinci rücu davasında hüküm altına alınıp karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, işbu ikinci davada, isteme de konu olan, sürekli iş göremezlik geliri ve sosyal yardım zammının ilk peşin değerli gelirinin %70 kusur farkının istenebileceği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunun 326/1. maddesine göre yargılama harç ve giderlerinde davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm kurulan taraf sorumlu olmasına rağmen, davalı aleyhine harç yükletilmemesi, usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan, “Davanın Kısmen Kabul ve Kısmen Reddi ile,” sözcüklerinin silinerek, yerine “Davanın Kabulü ile,” sözcüklerinin yazılmasına,
2 – Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “17.993,30” rakamlarının silinerek yerine, “24.406,57” rakamlarının yazılmasına,
3 – Hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin tamamen silinerek, yerine, “Alınması gerekli 1.667,21 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,” cümlesinin yazılmasına,
4 – Hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin tamamen silinerek, yerine, “Yargılamanın yürütülmesi için harcanan 0,60TL dosya masrafı, 24,00TL tebligat gideri olmak üzere toplam 24,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına,
5 – Hüküm fıkrasının davacı lehine vekalet ücretini düzenleyen (6) numaralı bendinde yer alan “2.594,33” rakamının silinerek, yerine, “2.928,87” rakamının yazılmasına,
6 – Hüküm fıkrasının davalı lehine vekalet ücretini düzenleyen (7) numaralı bendinin çıkartılarak, diğer bendin buna göre teselsül etmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.