Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/21768 E. 2015/266 K. 13.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21768
KARAR NO : 2015/266
KARAR TARİHİ : 13.01.2015

Mahkemesi : İş Mahkemesi

Dava, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemelerin, 506 sayılı Kanunun 26. ve 87. maddelerince tazmini istemine ilişki,ndir.
Mahkeme, ilamında yazılı şekilde, davanın … yönünden husumetten reddine, diğer davalı ….. yönünden kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ….. vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
12.09.2006 tarihli iş kazasında sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalı ….’a bağlanan gelir ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
Anılan maddede düzenlenmiş bulunan rücû davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücû alacağından kusurları karşılığı sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza dosyaları varsa, bu dosyalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.

Mahkemece, yargılama aşamasında alınan her iki kusur raporunun kazalının kusursuzluğu açısından birbirini teyid ettiği ve davalı ….’nin %100 kusurlu olduğu, diğer davalı ….’nin sözleşmelerde taraf olmayıp ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş ise de;
Davalı …. ile dava dışı …. arasında imzalanan … kapsamında… Sözleşmesi gereğince, işyeri sigortalısının, yapılmakta olan çatıya ait, beş metre yükseklikte dört ayak halinde onaltı adet borunun montaj sırasında çökmesi ile altında kalması şeklinde gerçekleşen somut olay hakkında, 07.05.2012 tarihli kusur raporunda davalı …i. %100 kusurlu bulunmuş, 13.12.2012 tarihli kusur raporunda ise asıl işveren olarak nitelenen … ile işveren davalı …i. ‘nin herbiri %50 olmak üzere toplam %100 oranında kusurlu bulunmuş, bu şekliyle farklı kusur oranlarının benimsendiği raporlar arasındaki çelişkiler giderilmemiştir.
Hâl böyle olunca; olayın oluş şekli, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, olay tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere uyulup uyulmadığını belirleyen, yargısal denetime elverir, dayanağı mevzuat hükümlerini ayrıntılarıyla irdeleyen, mevcut çelişkiyi giderecek şekilde, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş sağlığı ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınacak kusur raporu ile sonuca gidilerek karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan…. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ….’ye iadesine 13.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.