Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/21307 E. 2014/26529 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21307
KARAR NO : 2014/26529
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Asıl dava, hak sahibi konumundaki davalıya yersiz olarak ödenen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili, birleşen dava ise davalıya yersiz olarak yapılan sağlık giderlerinin yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Asıl dava ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesi sonucu;
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Birleşen dava ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesi sonucu;
Davacı Kurum tarafından açılan dava ile davalının eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle davalıya yersiz olarak yapılan sağlık giderlerinin yasal faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş olup, mahkemece kanun metninde gelir ve aylıklara ilişkin düzenleme bulunduğundan sağlık harcamalarına ilişkin açıkça iade hususunda düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın birleşen dosya yönünden reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 60. maddesidir. Anılan maddede, “İkametgahı Türkiye’de olan kişilerden;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,
2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,
b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;
1) Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar,
./..

-2-

g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar, genel sağlık sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
Bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ile 80 inci maddede belirtilen aile; aynı hane içerisinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece, yersiz sağlık giderleri yönünden, davalının 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi ilgili bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılıp sayılmayacağı da araştırılarak elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Ayrıca, 19.01.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6385 sayılı Yasanın 12. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 45. maddenin “Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına girmekle birlikte, asli olarak hak etmediği bir kapsamda sağlık hizmeti alanlara 31/1/2012 tarihine kadar verilen sağlık hizmetlerine ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa ilgililerin bu nedenle açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden Kurumca vazgeçilir.” hükmü gözetilerek, davacıya anılan yasal düzenleme kapsamında Kuruma başvuru için süre verilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.