Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/21230 E. 2014/19999 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21230
KARAR NO : 2014/19999
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

Mahkemesi : İstanbul 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 27.03.2013
No : 2011/959-2013/270

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar Kurum ve M.. G.. ve Yayıncılık A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.05.1993-01.08.2009 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde geçen ve eksik bildirilen sürelerin tespitini istemiştir. Mahkemece, kısa kararda ; davalı DK G.. A.Ş ve SGK yönünden, davanın kabulüne, davacının 01.05.1993- 01.08.2000 tarihleri arasında çalıştığının tespiti ile ücret ve diğer davalılar yönünden davanın reddine dair hüküm tesis edilirken, gerekçeli kararda ise, davalı DK G… Yayıncılık A.Ş. ve SGK yönünden, davanın kabulüne, davacının 01.05.1993-30.09.1996 tarihleri arasında taban ücretten, 01.01.2004-01.05.2004 tarihleri arasında ise aylık 1.246.336.000 TL ücretle çalıştığının tespitine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa son oturumda tefhim edilen kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günlü ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü öngörülmüş olup, hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olduğundan, bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar Kurum ve M.. G… ve Yay. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan M.. G.. ve Yay. A.Ş.’ye iadesine, 20.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.