YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20691
KARAR NO : 2014/20206
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
Mahkemesi :Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi :24.06.2014
No :2009/490-2014/427
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın, yasal dayanağı mülga 506 sayılı Yasanın 53 ve 54. maddelerine ilişkin olup sicil dosyası celp edilmediğinden davacının sigortalılık süresi ve prim sayısının denetlenemediği, sevk üzerine düzenlenen Bursa Çekirge Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 10.06.2008 tarihli Sağlık Kurulu Raporu ile aynı hastaneden daha sonra düzenlenen 06.12.2011 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda; %95 oranında darlık nedeniyle 2005 yılında Mitral kapak ameliyatı yapıldığı ve vücut fonksiyon kaybı oranının %100 olduğunun belirtildiği, yine sevk üzerine Uludağ Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 17.12.2008 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda da yukarıdaki tanıların aynen teyit edildiği, 07.05.2008 tarihli maluliyet aylığı tahsis talebinin 2/3 oranında çalışma gücünün yitirilmediği gerekçesiyle Kurumca reddedildiği, eldeki dava ile aksine Kurum işleminin iptali ile malulen emekli aylığı bağlanmasının talep ve dava edildiği, mahkemece, gerekçede Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporuna göre 2/3 oranında çalışma gücü kaybının gerçekleştiği belirtilerek 01.06.2008 tarihi itibariyle malullük aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 53. maddesine göre “Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun Sağlık Kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği ya da 34. madde gereğince yapılan tedavi sonunda kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca düzenlenecek usulüne uygun rapor ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği, … kurumca tespit edilen sigortalı malullük sigortası bakımından malul sayılır.” Anılan yasanın 109. maddesinde ise, “Sigortalıların sürekli iş göremezlik malullük ve erken yaşlanma hallerinin tespitinde, Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca
karara bağlanacağı” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 06.08.2010 tarihli raporda; beden çalışma gücünün 2/3 oranında kaybedilmediği belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 18.05.2012 tarihli raporunda; Koroner Bypass ameliyatı nedeniyle 2/3 oranında beden çalışma gücünün kaybedildiği belirtilmiş, maluliyet başlangıcı gösterilmemiştir. Çelişki nedeniyle Adli Tıp Genel Kurulundan alınan ve hükme dayanak kılınan 12.12.2013 tarihli raporda; beden çalışma gücünün 2/3 oranında kaybedildiği bildirilmiş ancak ihtisas kurulu raporu gibi maluliyetin başlangıcına yönelik bir tespit yapılmamıştır. Mahkeme de maluliyet başlangıcını göstermeksizin yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir. Somut olayda, raporlar arasındaki çelişki Adli Tıp Genel Kurulundan alınan raporla giderilmiş ise de maluliyetin başlangıç tarihi kesin olarak belirlenmeden yazılı şekilde karar tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Mahkemece, Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden rapor alınmak suretiyle, sigortalının tespit edilen meslekte kazanma güç kaybı oranının başlangıcının kesin biçimde belirlenmesi sağlanmalı, diğer taraftan sigortalının sicil dosyası celp edilip tahsis koşulları yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kuşkusuz, 506 sayılı Yasa kapsamında maluliyet aylığı tahsis koşullarının varlığının saptanması halinde, aylık başlangıç tarihinin anılan yasanın 56. maddesine göre belirlenmesi gereğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
O halde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.