Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/20529 E. 2014/25345 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20529
KARAR NO : 2014/25345
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

Mahkemesi : Aydın 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.06.2013
No : 2012/23-2013/177

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında yazılı şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar T. Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği vekili ile S.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 12.07.2003 tarihli trafik iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalı Z. G..’e bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Anılan maddenin son fıkrasında “Ancak; iş kazası veya meslek hastalıkları sonucu ölümlerde bu Yasa uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kasdı veya kusuru bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca rücu edilemez.” hükmü mevcuttur. Bu hüküm karşısında, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının kusurunun bulunması halinde, bu kusurundan dolayı anılan sigortalının hak sahiplerine rücu edilemeyeceği açıktır.
Hak sahibi ise; sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malullük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasıdır.
Davaya konu somut olayda; H.. K..’un sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile Z.G..’in sevk ve idaresindeki .. plakalı aracın çarpışmaları sonucu, sürücülerden H.. K..’un öldüğü, Z. G..’in %38.20 oranında sürekli iş göremez durumuna girdiği, olayda H.. K..’un %100 oranında kusurlu bulunduğu, Kurum tarafından olay sonrasında yapılan müfettiş soruşturması neticesinde her iki sürücü yönünden olayın trafik-iş kazası olarak tespit edildiği, yaralanan sigortalı Z. G..’e ve ölen sigortalı H.. K..’un hak sahiplerine gelir bağlandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunup da aynı iş kazası sonucu ölen sigortalı H.. K..’un hak sahiplerine, 506 sayılı Yasanın 26/son maddesi hükmü uyarınca, Kurumca rücu edilemeyeceği belirgindir. Öte yandan; zorunlu mali sorumluluk sigortası; “Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan mali ve hukuki sorumluluğunu belli limitler dahilinde güvence altına almak” üzere oluşturulmuş olup, araç sürücüsünün Kuruma karşı sorumluluğunu güvence altına alan sigorta şirketinin de, sorumluluğu bulunmamaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar T. Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği vekili ile S.. K..’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Kuşkusuz bozma üzerine yapılacak yargılamada, hükmü temyiz etmeyenler yönünden Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumunun gözetilmesi gereği de unutulmamalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı T.. H..’na ve H.. K.. mirasçılarından S.. K..’a iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.