Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/20207 E. 2014/26015 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20207
KARAR NO : 2014/26015
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

Mahkemesi : Malatya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 03.07.2014
No : 2013/647-2014/318

Dava, aksine Kurum işleminin iptaliyle yetim aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme; yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemelerin görevi ve yargı yolu “yasa” ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır. (HMK 1. madde)
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacıya, 10.03.2011 tarihinde ölen Emekli Sandığı emeklisi kocasından dolayı dul aylığı bağlandığı, davacının, Emekli Sandığı emeklisi iken 02.09.2010 tarihinde ölen babasından dolayı aylık bağlanmasına ilişkin 27.11.2011 tarihinde talebinin Kurumca red edildiği, eldeki davanın aynı taleple açılıp mahkemece ilamında belirtilen nedenlerle davanın reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği, 5510 sayılı Kanunun 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1’inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için
belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32’nci, 34’üncü ve 37′ nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir… Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; dava konusu uyuşmazlık 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.
Söz konusu uyuşmazlığın, idari yargının görev alanına girdiği gözetilip, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilip yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.