YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20186
KARAR NO : 2014/18105
KARAR TARİHİ : 22.09.2014
Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi
Tarihi : 02.12.2013
No : 2010/284-2013/524
Dava, hukuki nitelikçe, 01.09.2000- 17.12.2010 (dava tarihi) tarihleri arasında davalı işverenlere ait T. G. Köyü sınırları dahilinde bulunan sebze ve meyve bahçesinde ziraat işleri, ev hizmetleri ve bekçi olarak hizmet akdiyle çalışıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
Hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesi ile 506 sayılı Kanunun 79. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı, dava konusu dönemde, çiftlik içinde mevcut müştemilatta ailesi ile birlikte kaldıklarını, eşiyle birlikte davalı işverenlerin geldiği yaz döneminde onların ev hizmetlerini yerine getirdiklerini ayrıca bahçe bakımı, havuz temizliği , köpeklerin bakımı ve bekçilik faaliyetlerini yürüttüklerini dile getirerek bu sürelerin tespitini istediği eldeki davada, davacının, hizmet cetvelinin incelenmesinden, 25.02.2004-01.09.2004 ve 05.07.2006-01.08.2006 tarihleri arasında dava dışı işyerlerinden bildirimleri bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının eşinin aynı davalılara karşı açtığı Tekirdağ İş Mahkemesi’nin 2010/283 E. 2014/125 K. Sayılı dosyası içinde bulunan, keşif sonucu düzenlenen 24.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda, 300 m2 sebze tarımında kullanılacak arazi ve yaş ve cinsleri bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak yazılı bulunan toplam 42 adet meyveli/meyvesiz ağacın bulunduğunun ayrıca 100 m2 ebatlarında bir havuz ile 3 katlı bir villanın mevcut olduğunun tespit edildiği belirgindir. Dinlenen davacı tanıkları, davacının, eşiyle dava konusu dönem boyunca tüm bu işlerle ilgilendiklerini doğruladıkları, davalı tanıkları ise, davacı ve ailesinin mağdur oldukları için çiftlik içinde bulunan müştemilatta ücretsiz kaldıklarını beyan ettikleri dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece, hizmet cetvelinde başka işyerlerinden bildirimleri bulunması sebebiyle dava reddedilmiştir.
Davalıya ait bahçenin mevki ve yüzölçümü, içinde bulunan bina ve müştemilatları ile bahçede tespit edilen ve her biri mevsimsel olarak farklı dönemlerde budama, sulama, aşılama, ilaçlama ve meyvelerin toplanması gibi emek ve mesai gerektiren 42 adet meyveli/meyvesiz ağaç ile sebze tarımında kullanılan alanların bakımının yanı sıra, davacı ile eşinin, çiftlik evine gelen davalıların hizmetlerini de yerine getirdiği ayrıca bekçilik görevleri de bulunduğu nazara alındığında davacının eşinin tüm bu hizmetleri tek başına yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu , 506 sayılı Kanunun 2, 5510 sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca sigortalıların bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılmasının mümkün bulunduğu da gözetilerek, davacının ileri sürmüş olduğu banka kayıtlarının celbi ile, davacıya davalılarca yapılan ödemeler irdelenmeli ayrıca ilgili çalışmaların geçtiği iddia edilen çiftlik evine komşu çalışan ya da oturanlar zabıta marifetiyle belirlenmeli, evin bulunduğu köyün ihtilaf konusu dönemdeki muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri belirlenerek, çalışmaların varlığı ve süresi yönünden bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde; iş yerinin kapsamı, kapasitesi ile işin ve işyerinin niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak taraflar arasındaki ilişkinin niteliği tereddütsüz belirlenerek, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.