YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20164
KARAR NO : 2015/21375
KARAR TARİHİ : 03.12.2015
Mahkemesi : İstanbul 5. İş Mahkemesi
Tarihi : 11.12.2013
No : 2012/14-2013/767
Dava, davacının murisinin 01.10.2008-12.04.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde istemin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Davanın yasal dayanağı olan ve öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar sigortalı sayılmışlardır.
12.04.2011 tarihinde vefat ettiği belirgin bulunan davacının murisinin, 1479 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık tescilinin bulunmadığı, 13.11.2008-12.04.2011 tarihleri arasındaki dönemde sicil kaydının, yine aynı dönemde oda kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının murisinin 01.10.2008-12.04.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Mahkemece, dava konusu dönemde davacının murisinin vergi kaydının bulunup bulunmadığı vergi dairesinden sorulmalı, vergi kaydı yok ise vergiden muafiyet durumu araştırılmalı ve dava konusu dönem bakımından davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı olgusu da usulünce araştırılıp, 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık durumu irdelenerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü öngörülmüş olup, anılan hükme aykırı olarak, davacının murisinin Kurum kayıtlarına geçen ve taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 08.05.2004-04.01.2005 tarihleri arasındaki SSK sigortalılığının da tespitine karar verilerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, isabetsizdir
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.