Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1997 E. 2014/20214 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1997
KARAR NO : 2014/20214
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
Tarihi : 11.12.2013
No : 2013/929-2013/456

Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 Sayılı Kanunun 80/12 maddesi, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 Sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. ” hükmünü öngörmüştür.
6183 Sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesine göre ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin mal varlıklarıyla sorumlu olacağı öngörülmüştür.
Yukardaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması gerekir.
Somut olayda, ödeme emrine konu borç, dava dışı anonim şirketin 2011/9-2012/4. aylara ait prim borcuna ilişkindir. Ticaret Sicil kayıtları ve dosya içeriğine göre, 22.10.2010 tarihli Genel Kurul kararı ile davacının üç yıllığına yönetim kurulu üyesi seçildiği ve aynı tarihli yönetim kurulu kararında temsil ve ilzam yetkisinin üç yıllığına davacı dışında yönetim kurulu başkanı ile yönetim kurulu başkan yardımcısına verildiği ve keyfiyetin tescil ve ilan edildiği, mahkemece, davacının, şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığı ve sadece yönetim kurulu üyesi olduğu gerekçe gösterilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Mahkemece, öncelikle, borcun ilişkin olduğu dönem de dikkate alınarak, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemler ve anılan dönemlerde üst düzey yönetici yada yetkili sıfatıyla şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı araştırılıp belirlenmeli ve yukarıda içeriği açıklanan mevzuat uyarınca değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna göre ileri sürülen talep hakkında bir karar verilmelidir.
Bu hukuki olgular çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.