Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1946 E. 2014/4632 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1946
KARAR NO : 2014/4632
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Mahkemesi : Karşıyaka 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 28.11.2013
No : 2011/559-2013/465

Dava, davalı işverene ait işyerindeki çalışmaların, itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda geçtiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Basım ve gazetecilik işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, yasada öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleştiğinin belirlenmesi gereklidir. Bunlardan birinci koşul, sigortalının basım ve gazetecilik işyerinde çalışmış olmasıdır. Ancak bu koşulun araştırılıp saptanmasında; işyeri, dar anlamda muhakkak ve sadece gazete basımıyla uğraşan bir basımevi olarak düşünülmeyip, yasanın açık amacı göz önünde bulundurularak söze değil öze üstünlük tanıyan bir yorumla sonuca varılmalıdır. İkinci koşul ise, yine aynı maddenin II. Alt Bendinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır.
Davacının, davalı işverene ait işyerindeki çalışmalarının itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda geçip geçmediğinin tespiti amacıyla, bilirkişi kurulunun katılımıyla yapılan keşife istinaden düzenlenen kök ve ek raporda yukarıda sayılan iki koşulun bulunduğu belirtilmiş ise de bilirkişi kök ve ek raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı işyerinde iki koşulun varlığını ortaya koyabilmek açısından, işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları ile bölümleri ve bu bölümlerin taşıdıkları özellikler, hangi bölümlerdeki çalışmalarda anılan yasada sayılan fiziksel dış etkenlere maruz kalındığı ve buna bağlı olarak itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir işlerden olup olmadığı yönlerini, işyeri üretim planına dayalı şekilde ayrı ayrı inceleyip bireyselleştirme işlemi yapmadığı gibi; davacının çalışma koşulları ile yasanın aradığı etkenlere maruziyeti konusunda somut irdeleme de içermemektedir.
Öncelikle, işyerinin tümüyle mi, yoksa belirli bölümleri itibariyle mi basım ve gazetecilik işyeri olarak nitelendiği; maruz kalınan etkenlerin oluşturduğu hastalıklar alanında uzmanı tıp doktoru, matbaacılık işinden anlayan kimya yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi iş güvenliği uzmanlarından oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle, işyerindeki keşiften elde edilen bulgulara dayalı olarak ortaya konulmalıdır.
Davacının dava konusu dönemde işyerindeki fiili görevi kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra, işyeri ve yapılan işin niteliği, özellikleri ve buna bağlı olarak hangi olumsuz dış etkenlere maruz kalındığı, çalışmanın itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir işyerinde geçip geçmediği; dava konusu döneme ilişkin gürültü ölçüm kayıtlarına ilişkin belge bulunmamaktaysa da, dava konusu dönem itibariyle işyerinin kapasitesi, gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerdeki çalışma düzeyi, çalışmanın gerçekleştiği saatler ve gürültü seviyesi ortalama olarak tespit edilerek, insan sağlığı için tehlikeli sınırın aşılıp aşılmadığı, yine dosya içindeki işyerinin kapasite raporları gözetilerek iş yerinde ne oranda sağlığa zararlı kimyasalların kullanıldığı, insan sağlığı için tehlike sınırının ne olduğu, dava konusu dönem itibariyle iş ortamında bulunan kimyasal maddelerin makul standartların ne kadar üzerinde olduğu, dava konusu dönem itibariyle işyerindeki mevcut havalandırma sisteminin emiş ve üfleme özellikleri gözetilerek, dava konusu dönemdeki işyeri kapasitesi ve kullanılan sağlığa zararlı kimyasal maddeler karşısında teknik olarak ne kadar büyüklükteki bir yeri havalandırabileceği hususları olayın özelliğine göre denetime elverişli olacak şekilde somutlaştırılarak tespiti gerektiğinden, bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.