Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1945 E. 2014/3506 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1945
KARAR NO : 2014/3506
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

Mahkemesi :İzmir 9. İş Mahkemesi
Tarihi :31.12.2013
No :2013/236-2013/765
Davacı :O.. Y.. adına Av. G.. G..
Davalılar :1-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. S..A..
2-M.E.B. adına Av. H.. Ş..

Davacı, 15.09.1999-09.06.2010 tarihleri arasında davalı nezdinde İzmir F… L… okul dönemlerinde aralıksız çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada davanın kabulüne davacının İzmir F… L…Müdürlüğünde 15/9/1999-18/6/2010 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücretle 2846 gün çalıştığı bu çalışmalarının 1921 günlük kısmının davalı Kuruma bildirildiği, 925 günlük çalışmasının davalı Kuruma bildirilmediğinin tespitine, davacının sigorta başlangıç tarihinin asgari ücretle 15/9/1999 olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Hizmet tespiti davalarında, Sosyal Sigortalar Kurumu yasal hasım konumunda olup, elde edilecek hükmün sigortalılık hakları yönünden uygulayıcısı konumundadır. Husumet konusu, öncelikle halledilmesi gereken bir konu olup; Sosyal sigortalar Kurumu yanında, tespiti istenen sürede; işyerinde, işveren olarak bulunanların tümü kendi hak alanını da ilgilendirdiğinden zorunlu dava arkadaşıdır. Zira, davanın niteliği itibariyle alınacak ilam, sonuçta SSK tarafından infaza ve böylece sigortalının bu hakkının tesciliyle sigorta primlerinin işverenden tahsiline yol açacağından sigortalıyı çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere karşı da açılması gerekir.
Eldeki davada, davacının hizmet döküm cetvelinde talep konusu dönem içerisinde …… sicil numaralı A… İ… M…G… San. Tic.Ltd. Şti.’ne ait işyerinden,……. Sicil numaralı kime ait olduğu mahkemece sorulmamış işyerinden,… sicil numaralı A… T… H…Tic. San. Ltd. Şti’ne ait işyerinden,…… sicil numaralı B.. E.. H… M… İ… Malz. San. Tic. Ltd. Şti’nden … sicil numaralı A.. İ….M…. Gıda San. Tic.Ltd. Şti.’ne ait işyerinden, …….. sicil numaralı Ş…A… adına kayıtlı işyerinden ve…….sicil numaralı ve H… U..’ya ait olduğu anlaşılan bir diğer işyerinden bildirimleri olduğu…….. sicil numaralı ve P… T.. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait olduğu anlaşaılan işyerlerinden bildrimlerin olduğu anlaşılmış olmakla, mahkemece bozmaya uyulmuş ise de; bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakta olup, mahkemece davacının hizmet cetvelinde yer alan bu işyerleri ile davalı Milli Eğitim Bakanlığı arasında alt işveren ilişkisi olup olmadığı araştırılarak bu alt işverenlere de husumetin yöneltilmesi ve HMK’nın 124. maddesi gereğince davaya dahil edilmesi gerekirken, yöneltilmemesi isabetsizdir.
2-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21 – 43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Dava dosyasından, davacının talep ettiği süreler içerisinde,yukarıda sözü edilen işyerlerinden hizmet bildirimleri olduğu da gözetildiğinde, davacının çalışmalarının fiili olup olmadığı araştırılmalı, şayet davacının fiilen İzmir F.. L….de çalıştığı fakat bildirimlerinin dava dışı şirketlerden yapıldığı ve bu şirketler ile İzmir Fen Lisesi arasında asıl işveren- alt işveren (taşeron) ilişkisinin bulunmadığı anlaşılırsa, bu şirketlerden yapılan bildirimlerin iptal edilmesi ve bildirimlerin İzmir F..L..ne ait işyerine aktarılması gerekecektir. Diğer taraftan aynı şekilde bu şirketlerden yapılan bildirimlerin İzmir F…L..ile asıl işveren ilişkisi dışında ve fiilen şirketler nezdinde çalışmaya dayalı olduğu anlaşılır ise bu durumda da kesintili çalışmalar gündeme gelecektir ki, kesintili çalışma halinde de hak düşürücü sürelerin bulunup bulunmadığı mahkemece araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekecektir.
Bu tür davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; dava konusu dönemde işyeri devri yada işverenler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, eldeki davaya yönelik olarak, davacının çalışmalarının mevsimlik olup olmadığı, İlçe tarım müdürlüğü veya ziraat odasından incir ve zeytin sezonunun ne zaman başlayıp sona erdiği hususu sorulmalı, davalı işyerinde davacının çalışmalarını bilebilecek tanıklar dinlenilmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
O halde; mahkemece yapılması gereken iş; davacının hizmet bildirim cetvelinde yer alan davadışı şirketlere husumet yöneltilerek bu şirketlerin de savunma ve delilleri toplanmak suretiyle davacının fiilen bu şirketlerde mi yoksa İzmir F.. L…de mi çalıştığı tespit edilmeli, fiilen İzmir F..L..de çalışıp da sigorta bildirimlerinin bu şirketlerden yapılıp yapılmadığı tespit edilmeli, öyle ise, bu şirketler ile İzmir F.. L.. Müdürlüğü arasında asıl işveren-alt İşveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, taşeron ilişkisinin bulunmadığı anlaşılır ise, buralardan yapılan bildirimlerin iptali ile İzmir F.. L….ne aktarımı yapılmalı, bu şirketlerden yapılan bildirimlerin şirketler nezdinde fiili çalışmaya dayalı olduğu kanatine varıldığı takdirde ise, kesintili çalışma ve hak düşürücü sürenin gündeme geleceği dikkate alınarak talep konusu dönemde hak düşürücü süreye uğrayan dönemlerin olup olmadığı hususunda yapılan açıklamalar çerçevesinde irdeleme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.