Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/19335 E. 2015/23147 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19335
KARAR NO : 2015/23147
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

Mahkemesi :Antalya 2. İş Mahkemesi
Tarihi :22.05.2014
No :2013/590-2014/248

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davacı K..ile davalılardan G.. H.. avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı K.. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazları yönünden;

Dava dışı işverene ait işyerinde çalışan sigortalıya 2005 yılında davalı M.. K..’ın kullandığı motosikletin çarpmasıyla gerçekleşen trafik-iş kazası sonrasında davacı Kurumca sigortalıya 2006 yılında geçici iş göremezlik ödenekleri ödenip sağlık hizmeti giderinde bulunulduğu, uğranılan zararın teselsül hükümleri gereğince davalılardan rücuan ve kısmen alınması için 2007 yılında açılan ilk davada verilen kararın kesinleşmesi üzerine bu kez kusur farkına karşılık gelen tutar yönünden 2013 yılında işbu 2. rücu davasının açıldığı anlaşılmakta olup davalı Güvence Hesabı vekilince yasal süresinde zamanaşımı def’inin ileri sürüldüğü yargılama sonunda istem kısmen hüküm altına alınmıştır.

Rücuan tazminat davalarının üçüncü kişiler yönünden yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 26/2. maddesinde, üçüncü bir kişinin kastı veya kusuru yüzünden iş kazası veya meslek hastalığı olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla birlikte zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları
çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edileceği belirtilmiş, bu tür rücu davaları yönünden 506 sayılı Kanunda zamanaşımına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmış olmakla, rücuan tazminat davalarında zamanaşımına ilişkin anılan hüküm üçüncü kişiler bakımından uygulanmaktadır. Zarar, gelirler yönünden Kurumun yetkili organının onay günü, giderler için sarf ve ödeme tarihleri itibarıyla öğrenilmekte, zararı gerçekleştirenin öğrenilmesi olgusunun ise her somut olayın özelliğine göre saptanması gerekmektedir. Önemle belirtilmelidir ki zamanaşımı süresi, hem zararın hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlamaktadır.

Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, zararın ve zararı gerçekleştirenin öğrenildiği tarihlerden başlayarak 2 yıl içerisinde açılmayan davanın zamanaşımına uğradığı ve yasal süresi içerisinde zamanaşımı def’inin ileri sürüldüğü belirgindir.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davalı Güvence Hesabı yönünden istemin kısmen hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalılardan G. H.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalılardan G.. H..’na geri verilmesine, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.