Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/19146 E. 2014/25269 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19146
KARAR NO : 2014/25269
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Mahkemesi : Çivril Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 26.03.2014
No : 2012/63-2014/133

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; davacı, 3.11.1997 tarihinde Atatürk İlköğretim Okulunda çalışmaya başladığını, 2007 yılında öğrenci sayısı artınca başka bir binaya taşındıklarını ve işyerinin burada Mustafa Taşdelen Anaokulu olarak faaliyete devam ettiğini, anokulunda hizmetli olarak çalıştığını, 15.8.2008 tarihine kadar kesintisiz süren hizmetinin tespitini talep ettiği, Mahkemece, davacının kesintili çalıştığı ve bu çalışmaların davalılar tarfından bildirildiği, bu bildirim tarihleri dışında çalışma iddiasının davacı tarafından ispat edilemediğinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İnceleme konusu davada, Mahkemece, itilaf konusu dönemde çalışan okul yöneticisi, öğretmen ve hizmetlilerin tespit edildiği, beyanlarının alınmadığı, davacı tanıkları ve kamu tanığı olan B.. G..’ın beyanları nazara alınarak, davacı adına Kurum kayıtlarına intikal etmiş herhangi bir bildirim bulunmamasına rağmen, D.. V.. hasım gösterilmek suretiyle bu bildirim tarihleri dışındaki çalışmalarının davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.
506 Sayılı Kanun kapsamında işveren; bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler, işveren vekili; işveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler, işyeri ise sigortalıların işlerini yaptıkları yer olarak tanımlanmıştır. Öncelikle husumetin doğru tevcihi dava şartlarından olup mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının dilekçesinde işvereni Mili Eğitim Bakanlığına izafeten D.. V..’ni gösterdiği hususu da dikkate alınarak, D.. V..’nin hasım mevkiinden çıkarılarak gerçek hasım olan Milli Eğitim Bakanlığına usulune uygun tebliğ yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde okulda görev yapan müdür, müdür yardımcıları, muhasebe elamanı ve hizmetli kadrosunda görev yapan idari personel dinlenmeli, özellikle dosya içerisinde yer alan 18.12.2007 tarihli okul temizliği için davacıya ödeme yapılan belgede imzası bulunan okul yöneticisinin beyanına başvurularak yapılan ödemenin nereden karşılandığı, sürekli bir ödeme olup olmadığı, işin niteliği süresi konusunda tanık sıfatıyla dinlenilmeli, yapılan işin niteliğine göre davacının okulda yaz tatilleri de dahil sürekli çalışıp çalışmadığı, yaptığı işi yapan başka kadrolu çalışan bulunup bulunmadığı araştırılmalı; bu şekilde çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Ayrıca, istemin reddine gerekçe olarak kısmen bildirimlerin bulunduğu ifade edilmekte ise de, kurum kayıtlarında böyle bir bildirime rastlanılmamakta olup bu yönde oluşan tereddütte giderilerek yapılacak inceleme sonucu karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istem halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.