YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18839
KARAR NO : 2015/22859
KARAR TARİHİ : 22.12.2015
Mahkemesi : Zonguldak 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 17.06.2014
No : 2012/667-2014/483
Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalıların avukatları tarafından temyizi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava; 17.05.2010 tarihli iş kazasında ölen sigortalının hak sahibine bağlanan gelirler ve cenaze gideri oluşan Kurum zararının tazmini istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesidir. Anılan maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Davalı TTK’ya ait maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucu oluşan iş kazasında Y….. A.Ş. işçilerinin vefat ettiği, TTK işçilerinin yaralandıkları, aynı kazada ölen başka sigortalının hak sahiplerince Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 2010/420 Esas sayılı tazminat davasında alınan ve Y….. A.Ş.’ni %70, TTK’yı %30 oranında kusurlu bulan kusur raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece her hangi bir kusur raporu aldırılmaksızın sigortalının açtığı tazminat davasında aldırılan kusur raporu esas alınarak ve sorumlular hakkında Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan 2011/191 esas sayılı ceza davasının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, hakkında mahkumiyet kararı verilip kesinleşenlere de bir miktar kusur verilmesi gerektiği gözetilmeksizin karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
./..
Aynı olay nedeniyle tarafların kusur oran ve aidiyetleri bakımından çelişkili kararların verilmesi olasılığının ortadan kalkması, hak ve adalet kurallarına aykırı bir sonuç ortaya çıkmaması, yargıya olan güvenin sarsılmaması yönü gözetilerek, sigortalının hak sahipleri tarafından, açılan tazminat davasının kesinleşip kesinleşmediği, olayda yaralanan ve ölen diğer sigortalılar hakkında yapılan sosyal sigorta yardımlarının tazmini amacıyla davacı Kurum tarafından açılan başka rücu davalarının olup olmadığı, ilgili dosyalarda tarafların kusur oran ve aidiyetlerinin kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, zararlandırıcı sigorta olayındaki kusur oran ve aidiyetleri konusunda varsa çelişkinin giderilmesi hususunda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman olan bilirkişi heyetinden oluşa uygun kusur raporu alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
2-Ayrıca İşçinin 60 yaşına kadar aktif dönemde günlük net geliri üzerinden, 60 yaşından sonra bakiye ömrü kadar pasif dönemde asgari ücret üzerinden, her yıl için ayrı ayrı hesaplama yapılacağı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Tazminat hesabında gözetilecek ücret, işçiye ödenen günlük veya aylık çıplak ücrete ek olarak sağlanan, parayla ölçülmesi mümkün bütün ekonomik faydaları kapsar. Diğer bir anlamda, işverence sağlanan para ve para ile ölçülebilen bütün hak ve menfaatlerin “giydirilmiş” olduğu gelirdir. Bu anlamda da zarar hesabına esas ücret, a) Günlük veya aylık çıplak ücret, b) İşyerinde sağlanan yemek yardımı, c) Ödenen her türlü ikramiye ve teşvik primleri, d) İşe gidiş gelişte sağlanan olanaklar veya yol ücreti, e) Bireysel ve toplu iş sözleşmeleriyle sağlanan giyim, aile, yakacak, ısınma parası gibi süreklilik gösteren haklar, gözetilerek belirlenmelidir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerekir. Sigorta primine esas kazanca göre hesap yapılamaz. Anılan kazancın asgari ücretin üzerinde olması durumunda, bu fazlalık oranı sonradan yürürlüğe giren asgari ücretlere de yansıtılmalıdır. Brüt değil, net ücret hesaplamada esas alınmalıdır. Aktif dönemi için gerçek ücret, pasif dönem için ise asgari ücret esas alınarak zarar hesabı yapılmalıdır.
Eldeki dosyada ise gerçek zarar hesap raporunda; aktif döneme ilişkin olarak sigortalının babasının beyan ettiği aylık tutarı esas alınarak hesap yapılması isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.