YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1794
KARAR NO : 2014/8258
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
Mahkemesi :Bakırköy 23. İş Mahkemesi
Tarihi :15.11.2013
No :2013/165-2013/159
Dava, hizmet tespiti ile sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının belirlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dahili davalı olan SGK Başkanlığının gerekçeli karar başlığında dahili davacı olarak gösterilmesi, 6100 sayılı Kanunun 304. maddesi gereğince mahallen düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
2-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-) 29.03.1997 günü itibarıyla 506 sayılı Kanuna göre tescil edilen davalı işverene ait işyerinden adına yapılmış herhangi bir bildirim bulunmayan davacının, bu işyerinde 1997 Ekim-30.08.2010 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti ile sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının belirlenmesi istemiyle açtığı davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının, davalı şirket nezdinde 01.10.1997-30.08.2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki dava dosyasına konu somut olayda; mahkemenin, davacının 17.03.2009-30.08.2010 döneminde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalıştığına ilişkin kabulü yerinde ise de; 01.10.1997-16.03.2009 dönemi yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Bu bakımdan; tarafların gösterdiği tanıklarla yetinilmeyip, re’sen araştırma yapılarak, davalı işverene ait … sicil numaralı işyerinin 01.10.1997-16.03.2009 dönemini içerir dönemsel sigorta primleri bordroları ile aylık prim ve hizmet belgelerinde kayden çalışması görünen diğer bordro tanıklarının beyanlarına başvurulmalı, bu yönde yapılan araştırma yeterli olmaz ise, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanık anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişkiler giderilmeli, işyerinde Kurum tarafından yapılmış tespit ve müfettiş raporu bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
4-) Kabule göre de; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm kurulan taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır (HMK m. 326/2). Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.
Öte yandan; davada, haksız çıkan tarafta, birden fazla kişi varsa, mahkemece, yargılama harç ve giderleri, davadaki ilgilerine göre bu dava arkadaşları arasında paylaştırılmalıdır.
Temyize konu eldeki davada; davalı Kurum, işverenle birlikte haksız çıkmış olduğuna göre, yargılama giderlerinin de davalılardan teselsül hükümlerine göre tahsili gerekirken, mahkemece, sadece davalı işverene yargılama giderinin yükletilmesi, isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.