Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/17836 E. 2015/21125 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17836
KARAR NO : 2015/21125
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi : Kocaeli 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 26.11.2013
No : 2012/117-2013/455

Dava, 22.11.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıklar nedeniyle oluşan Kurum zararının rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-5510 sayılı Kanunun geçici 4’üncü maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1’inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32’nci, 34’üncü ve 37’nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir…
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinin birinci fıkrasında; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.” hükmü öngörülmüştür.

Davaya konu uyuşmazlıkta, hak sahiplerine bağlanan aylığın dayanağı 5434 sayılı Kanun olup, 5510 sayılı Kanun uyarınca bağlanan bir aylık söz konusu olmadığı gözetildiğinde olayda, 5510 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101 inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Trafik kazasında ölen Emekli Sandığı iştirakçisinin hak sahiplerine bağlanan peşin değerli aylığın tahsiline ilişkin davanın yasal dayanağının 5434 sayılı Kanunun 129 uncu maddesi olması, uyuşmazlığın çözümünde ne 506, ne 1479 sayılı Kanunlar ne de 5510 sayılı Kanunun uygulama yerinin bulunmaması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 2’nci maddesinde, kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı hususları gözetildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Kabule göre, trafik kazasında davalının kastı olmadığı ve bu yönde rücu imkanının bulunmadığının gözetilmemiş olması isabetsizdir.
O hâlde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalıya iadesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.