YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17565
KARAR NO : 2014/20151
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
Mahkemesi : Kocaeli 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.06.2014
No : 2013/796-2014/380
Davacı, dava dışı S.. H.. A.Ş.’ye ait 71815 sicil numaralı işyerinden verilen işe giriş bildirgesine dayalı olarak, sigortalılık başlangıç tarihinin, 15.06.1990 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda; davacı, S.. H.. A.Ş.’nin 71815 işyeri sicil numaralı H.. H.. Fabrikası isimli işyerinden düzenlenip, 20.06.1990 tarihinde kuruma intikal eden işe giriş bildirgesindeki işe giriş tarihi olan 15.06.1990 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, davacının davaya konu işyerinden 1990/3. dönem bordrosunda 58 gün çalışması ile davacı vekilinin sunduğu belgelerden, S.. H..A.Ş.’ye ait farklı (52…) işyeri sicil numaralı işyerinde davaya konu dönemde çalışması olduğu anlaşılan davacı tanığı, mahkemece, bordro tanığı olarak kabul edilip dinlenmiştir. Bu tanığın anlatımı, işe giriş bildirgesi esas alınıp, mahkemece, davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamından; Kurumdan gelen cevabi yazılarda önce işe giriş bildirgesinin verildiği işyerinden dava konusu dönem olan 1990/2. dönem bordrosu bulunmadığı belirtilmesine rağmen davacı vekilinin talebi üzerine tekrar kurum tarafından gönderilen en son yazıda 1990/2 ve 3. dönem bordroları gönderildiği, gönderilen bordrolardan ise sadece 1990/2. dönem bordrosuna ilişkin belge bulunmadığı, 1990/3. dönem bordrosu bulunduğu, Kocaeli 1. İş Mahkemesinin 2013/796 E. ve 2014/380 K sayılı dosyasında aynı işyerinden bildirilen aynı tarihli işe giriş bildirgesine dayanılarak açılan sigortalılık başlangıç tarihi tespitine dair dosyada ise 1990/2. dönem bordrosunun üç sayfadan ibaret olduğu anlaşılan son sayfası geldiği, işe giriş bildirgesinin düzenlendiği işyerinden davaya konu dönemi kapsayan 1990/2. dönem bordrosu olup olmadığı mahkemece araştırılıp, celbedilmemiştir. Yine, davacı vekilince dosyada dinlenen tek tanığın hizmet döküm cetveli suretinde dava konusu dönemde çalışması görülen S.. H.. A.Ş.’ye ait olduğu belirtilen 52.. numaralı işyerinin, işe giriş bildirgesindeki 71… işyeri sicil numaralı işyeri ile komşu olup olmadığı, mahkemece yeterince araştırılmamıştır. Mahkemece, gerek işe giriş bildirgesindeki 71.. işyeri sicil numaralı işyerinin, gerek ise dosya kapsamında dinlenen tanığın bildirimlerinin yapıldığı 52… işyeri sicil numaralı işyerinin, istem konusu tarihi içeren dönem bordrolarında çalışmaları bulunan sigortalılar tespit edilip, davacının sigortalılık başlangıç tarihini tespitini istediği tarihte eylemli çalışmasının olup olmadığı konusunda re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmamıştır.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2. maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda, uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece, bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Kanunun 79. maddesinde belirtilen ve sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumu çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 17. maddesinde belirtilen dört aylık prim bordroları gibi kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hakim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalı, işyerinden kuruma intikal eden talep dönemi bordrolarında ismi geçen çalışanların bilgilerine başvurulmalı, gereğinde komşu işyerlerinde çalışanlarının bilgilerine de başvurularak gerçek çalışma olgusu, somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında; davacının ileri sürdüğü çalışmanın gerçek ve fiili olup olmadığı, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacı adına işe giriş bildirgesinde yaptırılacak grafolojik inceleme sonucuna göre, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı, davalı Kurumdan alınacak bilgiye göre, davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu araştırılmalı; davacının işe giriş bildirgesindeki 3231….. işyeri sicil numaralı işyerinden 1990/2. dönem bordrosu verilip verilmediği, kurumun dosya kapsamına giren daha önceki çelişkili cevabi yazışmalarda belirtilerek sorulup, net olarak tespit edilmeli; yine dosyada dinlenen tanığın dava konusu dönemde çalışmalarının geçtiği işyerinin, davacının işe giriş bildirgesindeki işyeri ile komşu olup olmadığı, kurumdan her iki işyeri dosyaları ve işyeri adresleri getirtilerek belirlenmeli; dava konusu dönem bordrosunun bulunması halinde bu dönem bordrolarında ya da işe giriş bildirgesindeki işyerine ait 1990/3. dönem bordrolarında ve tanığın işyerinin komşu işyeri olduğunun tespit edilmesi halinde 1990/2 dönem bordrolarında çalışmaları bulunan sigortalıların re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalı; çalışmanın fiili ve gerçek olup olmadığı yöntemince araştırılmalı; böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.