Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/17163 E. 2014/25479 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17163
KARAR NO : 2014/25479
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

Mahkemesi : Konya 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 30.05.2014
No : 2013/109-2014/389

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma ilamına uyarak, ilâmda belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; davacının murisinin davalı işveren nezdinde 15.07.2002 – 10.06.2004 tarihleri arasındaki kesintisiz çalışmalarının tespitini talep etmiştir. Mahkemece, bozma ilamı öncesinde davacının iddiasının ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, Dairemizce, hizmet tespiti davasının sosyal güvenlik hakkının korunmasına ilişkin olup re’sen araştırma ile de kanıt toplanabileceği hususu da belirtilerek, davalı işverenin işyeri kayıtları , müşterileri tespit edilerek, komşu işyerlerinde benzer işler yapanlar tespit edilerek bilgi ve görgülerinin alınması yönünden hüküm bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyularak, kolluk araştırması ile tespit edilen iki komşu işyeri tanığından İ.. K.. ile davacı tanığı A.. A..’ın beyanları alındığı, kolluk tutanağında belirtilen diğer tanık H.. K..’ya yapılan tebligatın bila iade geldiği, mahkemece, davacı tanığı A.. A..’ın beyanlarını da değerlendirerek tüm tanık beyanlarının davacının tespitini talep ettiği dönem yönünden hüküm kurmaya yetersiz kabul edilerek, yazılı delil sunmayan davacının davası mahkemece reddedilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı işverenin 20.02.2008 tarihli cevap dilekçesinde, davacı murisinin işyerinde 15 kişinin kendi hesaplarına oto alıp sattıkları, davacının murisinin de kendi hesabına oto alıp sattığı, hem de diğer şahısların otolarını yıkayarak, oto sahiplerinden bahşiş aldığına ilişkin beyanı, davalı işverenin Selçuk Vergi Dairesinde otomobillerin ve hafif motorlu kara taşıtlarının toptan ticareti faaliyetinden dolayı 09.01.1992 – 31.03.2006 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğu, bozma öncesi dinlenen davacı tanıklardan M. A.., İ.U.. ve İ. C..’ ile bozma sonrası dinlenen davacı tanığı A.. A..’ın davacının murisinin davalı işyerinde 4-5 yıl çalıştığına ilişkin beyanlarda bulunduğu, komşu işyeri tanığı İ.. K..’ın ise işyerini 2003 – 2004 yılında açtığını ve 3 yıl sonra kapattığını, davalı işverinin işyerini kendisi işyeri ilk açtığında galericilik yapmadığı beyanında bulunduğu gözetildiğinde, davacı tanıklarından A.. A.. ve . A..’ın davalı işverenin işyerine komşu işyerleri bulunup bulunmadığı, davacı tanıklarından İ. U.. ve İ. C..’in davacı murisinin çalışmalarından ne şekilde bilgi ve görgü sahibi oldukları tespit edilmeden, dava konusu dönemde davalı işveren ile oto alım satım işi yapan kişiler yeterince araştırılıp, irdelenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, davacının murisinin kesintisiz olduğunu iddia ettiği çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davalı işverenin işyeri kayıtları celbedilip, gerektiğinde davalı işveren isticvap edilerek, dava konusu dönem oto alım satım yaptığı kişiler belirlenip bilgi ve görgüleri alınmalı; yine, yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları A.. A.. ve M.A..’ın davalı işverene komşu işyeri sahibi, ya da çalışanı olup olmadıkları araştırılmalı, dosya kapsamında davacı çalışmalarına ilişkin beyanları bulunan tanıkların davacının çalıştığı süre yönünden, tekrar dinlenmeli; böylece, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.