Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/16716 E. 2014/22846 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16716
KARAR NO : 2014/22846
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

Mahkemesi :Vize Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :20.05.2014
No :2010/36-2014/169

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.01.1988 – 01.07.1990 döneminde dava dışı A.. Köyü Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı adına tescilli işyerinden hakkında davalı Kuruma tam gün üzerinden eksiksiz sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen davacının istemi, 01.01.1983 – 30.06.1990 tarihleri arasında hizmet akdine tabi bekçi olarak geçen ve bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada 06.01.1983 – 01.01.1988 dönemi yönünden talep hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen 5 yıllık süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Buna göre; ilgili kişi hakkında işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Bununla birlikte önemle vurgulanmalıdır ki değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında
gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz. Belirtilmelidir ki uygulama yapılırken hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak 5 yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında 21.01.2010 tarihinde açılan dava değerlendirildiğinde, hak düşürücü sürenin işlemesine engel herhangi bir olgunun gerçekleşmediği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu, iddiayı doğrulayan tanık anlatımlarına dayanılarak istemin hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.