Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1669 E. 2014/8261 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1669
KARAR NO : 2014/8261
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

Mahkemesi : Patnos Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 17.09.2013
No : 2010/340-2013/534

Davacı, davalılardan Patnos 34. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Lojman Yönetim Kurulu Başkanlığı nezdinde 13.06.1996-15.07.2009 tarihleri arasında apartman görevlisi (kapıcı) olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan M.. B.. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
Husumet konusu kamu düzeni ile ilgili olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. (mülga HUMK 187.) maddesinde yer alan ilk itirazdan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.

Yapılan açıklamalar çerçevesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere göre, tespiti istenen çalışmanın geçtiği lojmanın bina ve mahal sorumluluğunun davalı M.. B..’na ait olmasına karşın, bina görevlisi çalıştırılmasının lojmanda ikamet eden personele ait olduğu, başka bir deyişle işverenlik sıfatının lojman sakinlerine ait olduğu belirgin olduğundan, işverenlik sıfatı bulunmayan davalı M.. B.. yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu davalı aleyhine hüküm kurulması,
3-) Hizmet sürelerinin güne çevrilmesinde her ayın 30 gün olduğu gözetilmeksizin, 1996 yılı Temmuz, Ağustos, Ekim ve Aralık ayları ile 2009 yılı Ocak, Mart ve Mayıs aylarının hükümde 31 gün olarak gösterilmesi ve infazda tereddüde yol açılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan M.. B..’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.