Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/16627 E. 2015/18561 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16627
KARAR NO : 2015/18561
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Mahkemesi : Amasya İş Mahkemesi
Tarihi : 29.04.2014
No : 2010/240-2014/167

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanun’da teselsüle ilişkin herhangi bir hüküm yer almadığından, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51’inci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62) maddelerinin uygulanmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Teselsüle dayanan davalarda, Kurum, zararının tümünün tazminini bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden ayrı ayrı ya da sadece birinden istemek hakkına sahiptir. Tazmin sorumlularından her biri Kuruma karşı zararın tamamından, fakat birbirlerine karşı ise kendi kusurları oranında sorumludurlar. Bu nedenle; davacı Kurumun teselsül istemi nazara alınarak, zararlandırıcı sigorta olayının oluşumunda kusurlu bulunanların teselsül hükümlerine göre sorumlu olduğuna ilişkin hüküm yerindedir.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; davanın kabulüne ile hüküm altına alınan rücuan tazminat alacağından davalıların teselsül hükümlerine göre sorumluluğuna karar verildiği halde davalı Kurum vekilinin talebinden bahisle aynı zamanda davalıların kusurları oranında sorumlu oldukları tutarların gösterilmesi hükmün infazında tereddüte neden olabileceğinden; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasına birinci bendinde yer alan “(davalı İ…B…’ın %20 lik kusuru oranında 12.490,82 TL sinden sorumlu olacak şekilde)”; ikinci fıkrasında yer alan “(Davalı İ… B…’IN taleple bağlı kalınarak 38,61.-TL sinden sorumlu olacak şekilde)”; üçüncü fıkrasında yer alan “(davalı İ..’in 1.500,00 TL’sinden sorumlu olacak şekilde)”; dördüncü fıkrasında yer alan “(davalı İ…’in 853,25 TL’sinden sorumlu olacak şekilde)” ibaresinin ayrı ayrı silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.