YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16453
KARAR NO : 2014/19859
KARAR TARİHİ : 17.10.2014
Mahkemesi : Antalya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 24.04.2014
No : 2012/317-2014/197
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
15.02.1984–31.12.1984, 16.07.1997–31.12.1997 tarihleri arasında vergiye, 12.10.1993 tarihinden itibaren meslek odasına kaydı bulunan davacının, önceleri 15.02.1984 tarihinden itibaren sigortalı sayıldığı, 22.06.2012 tarihli yaşlılık aylığı talebi üzerine, kuruluş kaydı bulunmayan 01.01.1985–11.10.1993 tarihleri arası süre sigortalılığı iptal edilip, aylık talebinin reddedildiği; davacı tarafından iptal edilen sigortalılık geçerli sayılarak yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitinin istenildiği; Mahkemece, vergi kaydı 31.12.1984 tarihinde sona erip, tahrifatla 31.12.1994 tarihi yazılması nedeniyle prim ödemesinin iyiniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacının prim ekstresinin incelenmesinden, 1997 yılı 8 ila 12. aylarında, 2003 yılı 6. ay ila 2006 yılı 7. aylar arasında prim ödemesinin bulunduğu; 24.09.2009 tarihinde toplu olarak prim ödeyip, sonrasında da prim ödemelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, 2009 yılı ve sonrasındaki prim ödemelerinin meslek kuruluş kaydı bulunmayan geçmiş döneme sigortalılık kazandırmayacağına ilişkin kabulü yerindedir. Ne ki, davacının daha önce de prim ödemeleri bulunmakta olup, bu primlerin uzun süre kullanıldığı gözetilerek, Medeni Kanunun 2. maddesi gereğince fazladan ödenen primlerin karşıladığı süreye sigortalılık verilip, yaşlılık aylığı koşullarının da buna göre tartışılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.