Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/16317 E. 2014/17019 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16317
KARAR NO : 2014/17019
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

Mahkemesi : İzmir 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 11.07.2013
No : 2011/809-2013/326

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında yazılı şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Ö. G. ve S.A.San. ve Tic. Ltd. Şti. avukatının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalılar Y.. G.. ve S. Sigorta A.Ş. avukatlarının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.1.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı)
Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmektedir.
Borçlar Kanununun 332/1. maddesinde belirtilen işçi-işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çevrede maddenin 2. fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu, 26/1. maddeyle vaki ilişkilendirme, bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından Borçlar Kanununun 125. maddesine göre belirlenmesi gerektiği gözetildiğinde on yıldır.
Zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden; üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu olmayıp 506 sayılı Kanununu 26/2 maddesi ile Borçlar Kanununa yollamada bulunulduğundan, Borçlar Kanunun 60. maddesinde öngörülen bir ve on yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulaması gerekir.
Motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin rücu davalarında ise; zamanaşımı süresi yönünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan maddede; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmıştır. Anlaşılacağı üzere maddedeki zamanaşımı süresi, zararın ve eylemi gerçekleştirenin (failin) öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlamakta olup, Kurumca zararın öğrenilme tarihinin, gelirlerin onay, giderlerin sarf ve ödeme günü olduğu açıktır. Tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihine ilişkin olarak ise, Kurumun yetkili organının faili öğrendiği tarih esas alınmalıdır. Bu kapsamda; ceza mahkemesince yargılanıp hakkında cezalandırma kararı verilen üçüncü kişi yönünden, Kurumun, ceza kararının kesinleştiği tarihte faili öğrendiği kabul edilmeli, cezalandırma kararının söz konusu olmadığı durumlarda ise yöntemince yapılacak araştırma sonunda tazminat yükümlüsünün kim olduğunun öğrenilme tarihi açıklıkla saptanmalıdır. Önemle belirtilmelidir ki, zamanaşımı süresinin, hem zararın, hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak, her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlayacağı dikkate alınmalıdır.
Diğer taraftan, Borçlar Kanununun 131/2. maddesi gereğince alacaklının dava açması ile zamanaşımı kesilir. Ancak zamanaşımının kesilmesi sadece dava konusu edilen alacak için söz konusu olup, kısmi dava açılması halinde alacağın yalnız o kısmı için zamanaşımı kesilir, dava dışı kalan bölüm hakkında zamanaşımı işlemeye devam eder(HGK 22.12.2010 gün, 2010/17-664 E., 2010/689 K. Sayılı kararları).
Davaya konu somut olayda; trafik-iş kazasında yaralanan sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masrafların tahsili için, davalılar Y.. G.. ve S. Sigorta A.Ş. hakkında 09.06.2004 tarihinde ilk rücu davasının açıldığı, bu tarihte davacı Kurumun hem zararı, hem de tazminat yükümlüsünü öğrendiği, 27.10.2011 tarihinde açılan iş bu davada, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109.maddesinde yer alan iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar Y.. G.. ve S. Sigorta A.Ş. avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan S. Sigorta A.Ş. ve Y.. G..’e iadesine, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.