YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16301
KARAR NO : 2014/18613
KARAR TARİHİ : 26.09.2014
Mahkemesi : Bartın 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 06.05.2014
No : 2013/104-2014/322
Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
15.05.1998 tarihinde boşanan davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan aylığın, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
İnceleme konusu davada mahkemece gerekli araştırmanın yapıldığı anlaşılmakla;
Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmada elde edilen somut veri ve saptamalar, fiili beraberliğin bulunduğu yönündeki dinlenen tanıklar beyanlarında; T. T. ‘…Boşanmalarını gerektirecek bir sorunlarını duymadım…’, Ş. Ç. ‘… Boşandıklarını duymadım ve evli biliyorum. İrfan köyümüze nadir uğrar. Boşanmalarını gerektirecek bir sorunlarını duymadım. Köyde de Boşandıklarını kimse bilmez…’, D. Ö. ‘…Boşandıklarını duymadım. Ben evli olarak biliyorum. Boşanmalarını gerektirecek bir sorunlarını duymadım…’, H. E. ‘…Melek’in kardeşiyim… Ablam boşanırken bize gelip boşanacağını söylemedi. Biz boşandığını annemin aylığı kesilince soruşturduk ve boşandığını öğrendik. Aralarında bir sorun duymadık…’, M. K. ‘Melek ve İrfan’ın komşusu olduğunu, boşanmalarına rağmen sürekli birlikte yaşadıklarını, Melek’in beyinin maaşını da kartla alıyor. Eşini çocuğunun yanında kalıyor gösteriyor. Çocuklarının bir tanesi Antalya’da kalıyor. Maaşı kesilecek diye boşandığı eşi İrfan’ı Antalya’ya gönderiyor. Boşandığı eşi İrfan, Antalya’ya gidip geliyor. Aylıklarının kesilmesinden korkuyorlar…’, İ. A. ‘Oturduğum adresi tam bilmiyorum. Ben eşimden kaç sene önce boşandığımı bilmiyorum… Benim maaş kartım oğlum ile annesinde durmaktadır. Ben bir imza attım. Eşimden boşandım. Ben mahkemeye bile gitmedim. Nasıl boşandığımızı anlayamadım. Ben eşimden boşanmak istemiyordum. Babasının maaşını almak için boşanmaya eşim zorladı. Ben eşimle kanun çıkmadan önce boş olmama rağmen birlikte kalmaya devam ettim. Kanun çıkınca eşim benim evden gitmemi istedi. Eşimle başka bir sorunumuz yoktur…’, davacı ve boşanılan eşin ayrıca elektrik ve telefon aboneliğinin olmaması, boşanılan eşin su aboneliğinin de olmaması, boşanılan eşin Bartın Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 07.01.2013 tarihli beyan dilekçesiyle akli dengesinin yerinde olmadığını, bu nedenle Sosyal Güvenlik Denetmelerine vermiş olduğu beyanın doğru olmadığı yönündeki dilekçesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı ile boşandığı eşin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece hatalı ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.