YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1604
KARAR NO : 2014/8266
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
Mahkemesi :Mersin 2. İş Mahkemesi
Tarihi :08.10.2013
No :2011/583-2013/605
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı işveren nezdinde 22.06.2003-01.02.2006 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş; mahkeme, davacının talebinin hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’nci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Anılan maddenin 10’ncu fıkrası (eski 8) hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen veya Kurumca tespit edilemeyen çalışmaların, sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi amacıyla açılacak davaların, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılması gerekir. 506 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte beş yıl olan hak düşürücü süre 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunla on yıla çıkarılmış, ancak 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunla tekrar beş yıla indirilmiştir.
Söz konusu hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Dava konusu somut olayda; davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonu olan 31.12.2006 tarihinden itibaren işlemeye başlayan (5) yıllık süre içerisindeki 06.06.2011 tarihinde açıldığının anlaşılması karşısında, davaya konu dönemde gerçekleştiği iddia edilen çalışmanın hak düşürücü süreye uğramadığı tartışmasız olduğundan, işin esasına girilerek, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.