Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1587 E. 2014/8574 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1587
KARAR NO : 2014/8574
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

Mahkemesi : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
Tarihi : 19.11.2013
No : 2011/61-2013/635

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi kapsamında, inceleme ve değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmelidir. Bu bağlamda; bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği, göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut davada, davacı 06.06.1984-06.07.1984 tarihler arasında çalıştığının tespitini istemiştir. Hizmet cetvelinde , davacının, davalı işyerinden Kurum’a bildirilmiş hizmetleri bulunmamakla birlikte 06.06.1984 tarihli işe giriş bildirgesi mevcuttur. Dinlenen , davacı tanıkları, davacının talep konusu dönemde çalıştığını doğrulamasına rağmen , dinlenen dönem bordrosu tanıkları, il merkezinde ya da başka ilçede çalışmaları vesilesiyle davacıyı tanımadıklarını belirtmişlerdir. Mahkemece, davacıya ait 06.06.1984 tarihli işe giriş bildirgesinin süresinde kuruma verildiği, ancak, işyerine ait ücret bordroları ve dönem bordrosundaki bilgilerle, bordro tanıkları ve kamu tanığının ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının resmi bir kurum olan davalı işyerinde fiili çalışmayı kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemenin kabulü eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. Davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; dava konusu dönemde farklı işyerinden Kuruma bildirilen davacı çalışmalarının gerçekliği araştırılmalı, dava konusu dönemde işyeri devri yada işverenler arasında organik bağ bulunması , başka bir deyişle kesintisiz çalışma söz konusu olması durumunda ilk işe giriş bildirgesi verilmesinden önceki davacı çalışmaları yönünden hak düşürücü sürenin , çalışmanın sona erdiği yılın sonundan başlayacağı gözetilmeli , dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, davada taraf olabilmek ancak Medeni Kanun gereğince gerçek veya tüzel kişiliğe sahip olmakla mümkündür. Bu nedenle husumetin, işveren sıfatıyla tüzel kişiliği haiz Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerekirken, tüzel kişiliği ve aktif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşılan Orman İşletme Müdürlüğüne yöneltilmiş olması ve karar başlığında da Orman İşletme Müdürlüğü’nün davalı olarak gösterilmesi; Orman Genel Müdürlüğü avukatının davayı takip etmesi nedeniyle sonuca etkili bulunmayarak bozma nedeni yapılmamıştır.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.