Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/15407 E. 2014/18989 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15407
KARAR NO : 2014/18989
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

Mahkemesi : Zonguldak 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 30.01.2014
No : 2013/254-2014/20

Dava, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine Kurum işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıların murisi sigortalı H. Ç.’ın 05.11.2012 tarihinde vefat ettiği, 25 gün karşılığı askerlik süresinin borçlanılması için hak sahibi davacıların 12.11.2012 tarihinde davalı Kuruma talepte bulunması üzerine Kurumun, 5510 sayılı Kanunun 32’nci maddesinde yer alan, “ölüm aylığı, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır” hükmü ile muris sigortalının 884 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması ve borçlanma olmaksızın 900 gün şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle talebi reddettiği anlaşılmaktadır. Davacılar, ölüm aylığına hak kazandıklarının tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece, 16 günlük askerlik borçlanması yaptırdıkları takdirde davacıların ölüm aylığına hak kazanacaklarının tespitine karar verilmiştir.
1-Somut olayda, çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacıların murisi sigortalının 25 gün karşılığı askerlik süresi için borçlanma yapılması halinde, söz konusu borçlanılan sürenin 5510 sayılı Kanunun 32/2-a maddesinde belirtilen “900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olması” şartının oluşup oluşmadığının belirlenmesinde göz önüne alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında; ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.09.2010 gün ve 2010/ 21-301, 438 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “Sigortalılık süresi”, 506 sayılı Kanunun 108’inci maddesinde uzun vadeli sigorta kolları açısından tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir. Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir. Tahsisi için istenilen koşulların, sigortalılık başlangıç tarihi (gerek mülga gerekse halen yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak ilk defa çalışılmaya başlanılan tarih) ile aylık talep tarihi arasında (aylık talebinde bulunmuş olmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasındaki sürede) gerçekleşmiş olması aranmaktadır.
Bu arada “Hizmet borçlanması”, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemidir (Şakar, Müjdat: Sosyal Sigortalarda Hizmet Borçlanması ve Hizmetlerin Birleştirilmesi, Yaklaşım Dergisi, Temmuz/2005, Sayı:151) Önemle belirtilmelidir ki, sigortalının mevcut olmayan bir süreyi borçlanabilmesi de mümkün değildir.
Bu durumda, 5 yıl sigortalılık şartı var ise de 1800 prim günü bulunmayan ve 05.11.2012 günü vefat eden sigortalının hak sahibi davacıların; 01.10.2008 tarihinden sonraki talebine istinaden askerlik borçlanması ile kazanılacak 16 günlük sürenin, 5510 sayılı Kanunun 32/2-a maddesinde öngörülen 900 günün hesabında dikkate alınmaması ve ölüm aylığı şartlarının buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
2-Kabule göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan, hüküm, davanın açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre tesis edilen bir karar olup Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre ileriye dönük olarak ve şarta bağlı biçimde karar tesis edilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, hatalı değerlendirme sonucu “…16 gün askerlik borçlanması yaptırdıkları takdirde ölüm aylığına hak kazanacaklarının…” kabulüyle, şarta bağlı ve infaza elverişsiz şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.