YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15353
KARAR NO : 2014/20376
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
Mahkemesi :Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi :04.02.2014
No :2009/1114-2014/34
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının, davalılardan H.. K..’e ait 70368.16 sicil nolu .. ünvanlı işyerinde 12.01.1990 günü çalışmaya başladığı yönünde hakkında “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” düzenlenerek davalı Kuruma verildiği ve 01.02.1991-31.08.1991 döneminde de davalılardan A.. K..’ya ait 44627.16 sicil numaralı işyerinden adına tam bildirim ve prim ödemeleri gerçekleştirildiği belirgin olup, davalılardan H.. K..’e ait .. ünvanlı işyerinde 02.10.1989-02.10.1990 döneminde ve davalılardan A.. K..’ya ait Ö.. D.. ünvanlı işyerinde de 15.11.1990-15.11.1991 döneminde hizmet akdine dayalı olarak geçmesine karşın Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 24.11.2009 tarihinde açılan işbu davada Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 02.10.1989-02.10.1990 döneminde davalı H.. K.. adına kayıtlı 70368.16 sicil nolu işyerindeki hizmetlerinin tespitine, fazlaya ilişkin taleplerinin ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilerek istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
İnceleme konusu davada, mahkemenin, davalılardan H.. K.. yönünden 12.01.1990-02.10.1990 tarihleri arası döneme ilişkin kabulü isabetli ise de; 02.10.1989-11.01.1990 tarihleri arası döneme ilişkin kabulü yerinde değildir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasına göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, davalılardan A.. K.. yönünden, 01.02.1991 – 31.08.1991 döneminde anılan davalıya ait 44627.16 sicil numaralı işyerinden davacı adına tam bildirim ve prim ödemelerinin gerçekleştirilmiş olması karşısında, 01.09.1991 – 15.11.1991 döneminin hak düşürücü süreye uğramadığı tartışmasız olmakla, Mahkemenin bu döneme ilişkin reddi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni sayılmamıştır. Buna karşın, davalılardan H.. K.. yönünden, 31.12.1990 tarihinden itibaren (10) yıl içerisinde açılmayan işbu davada, adı geçen davalıya ait işyerinde 12.01.1990 günü çalışmaya başlanıldığına ilişkin işe giriş bildirgesinin varlığı karşısında, anılan tarih (12.01.1990) öncesine ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.