Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/15210 E. 2014/20063 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15210
KARAR NO : 2014/20063
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

Mahkemesi : Kayseri 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 10.10.2013
No : 2010/737-2013/604

Dava ve birleşen davalar, davalı kurumca davacı şirkete, ihaleli iş nedeniyle yapılan inceleme sonucunda tahakkuk ettirilen fark işçilik ve prim borcunun iptali ile bu borcu konu edinen ödeme emirlerinin iptali ile Kuruma karşı borcunun bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde, her bir dava yönünden ayrı ayrı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davacı şirketin KASKİ’den aldığı Dokuzpınar-Beştepeler içme suyu Terfi hattı ve Depo İnşaatı ihaleli işi, 16.07.2008–16.07.2010 tarihleri arasında bitirmesinden sonra ilişiksizlik belgesinin alınması talebine istinaden, davalı Kurumca henüz müfettiş incelemesine gidilmeden asgari işçilik değerlendirmesi esnasında Kurumca esas alınan %14,46 oranına davacı şirketin itirazı nedeniyle 2010/737 Esasa kayıtlı davanın açıldığı, devamında ise itiraz nedeniyle 5510 sayılı Yasa’nın 85’inci maddesi kapsamında müfettiş incelemesine gidilerek yapılan inceleme sonucunda; asgari işçilik oranı olarak belirlenen %14,46 oranından, %25 oranında indirim yapılmaksızın, çıkartılan asgari işçilik ve bu tutar üzerinden prim borcuna ilişkin olarak yapılan bildirime karşı, 5510 sayılı Yasa’nın 85’inci maddesine belirtilen prosedür çerçevesinde 2011/396 Esas sayılı ikinci davanın açıldığı, sonrasında ise davalı Kurumca, her iki inceleme nedeniyle oluşan fark prim borçları nedeniyle, davacı şirkete gönderilen 2011/11909 sayılı ve 2011/11910 sayılı ödeme emirlerine karşı 6183 sayılı Yasa kapsamında usulüne uygun şekilde ve süresinde ödeme emirlerinin iptali istemiyle iki ayrı dava açıldığı; açılan bu davalardan, 2011/534 Esas sayılı davada davacı şirketin davalı Kurumca belgelerin zamanında verilmemesi nedeniyle kesilen idari para cezalarını konu edinen ve 2011/11910 sayılı ödeme emrine karşı iddialarda bulunulduğu, açılan bu dört davanın da mahkemece birleştirilerek hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de, eldeki davada, asıl uyuşmazlığın, davacı şirketin yerine getirdiği ihaleli işe uygulanması gereken oranın %6 mı, yoksa, Kurumca gönderilen belgelerden Asgari işçilik Tespit Komusyonunca belirlendiği anlaşılan %14,46 mı olacağı, ayrıca, belirlenen oran üzerinden asgari işçilik incelemesi yapılırken %25 oranında indirim uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
1-Asgari işçilik incelemesi ve prim tahakkuku işleminin iptali istemine ilişkin davalar yönünden;
506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi, “Bu Kanunun 83’üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işler, gerçek veya tüzel kişilerce yapılan inşaatlardan dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır.” düzenlemesini içermekte olup; aynı Yasa’nın 83. maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar ise, “Genel ve katma bütçeli kuruluşlar, il ve belediyeler veya sermayesinin en az yarısı genel ve katma bütçeli kuruluşlar ile il ve belediyelere ait olan teşekkül ve müesseseler, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri, Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanarak kurulan kurum ve kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar…” olarak belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79’uncu maddesinin 12’nci fıkrasında; bu Kanunun 83’üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işlerden dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının Kurumca araştırılacağı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması durumunda, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarının, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, işyeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabileceği belirtilmiş; 16’ncı fıkrasında; Kuruma, yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasına ilişkin yöntem, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının tespitinde ve Kuruma yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının araştırılmasında dikkate alınacak asgari işçilik oranlarının saptanması ve asgari işçilik oranlarına yönelik itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde Asgari İşçilik Tespit Komisyonu kurulduğu açıklanmıştır.
Amacı; 506 sayılı Kanuna tabi işyeri, işveren ve sigortalılar ile ilgili işlemleri düzenlemek olan, 506 sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 01.05.2004 günü yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar Kurumu Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin, “Araştırma ve Resen Yapılacak İşlemler” başlıklı 38’inci maddesinin (a) bendinde; Kanunun 83’üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işlerde Ünitece yapılacak araştırmanın; işin kesin veya geçici kabulünün noksansız olarak yapıldığı tarihten sonra ve işverene ödenmesi gereken Katma Değer Vergisi (KDV) hariç, malzeme fiyat farkı ve akreditif bedeli dâhil toplam istihkak tutarına, işin asgari işçilik oranının %25 eksiği uygulanmak suretiyle yapılacağı açıklanmış, (c) bendinde ise; araştırma yapılırken, ihale konusu işlerde kesin veya geçici kabulün noksansız yapıldığı tarihe kadar Kuruma bildirilmiş olan işçilik tutarının dikkate alınacağı, araştırma yapılmasına olanak bulunmayan veya gerekli görülen durumlarda, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarının sigorta müfettişince belirleneceği, Ünitece yapılan araştırma sonucunda, anılan (a) bendine göre saptanan ve Kuruma bildirilmediği anlaşılan asgari işçilik miktarı üzerinden bulunan prim tutarının, faaliyet süresinin son ayına mal edilerek tahakkuk ettirilmek suretiyle gecikme zammı ile birlikte ödenmek üzere işverene tebliğ olunacağı, işverence borcun tebliğ gününden itibaren bir ay içinde ödeneceğinin ve daha sonra sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeyeceğinin bir dilekçe ile bildirilmesi durumunda borcun kesinleşeceği ve işlemlerin sonuçlandırılacağı, ünite tarafından hesaplanan borcun yapılan tebligata karşın ödenmeyeceğinin bildirilmesi veya tebligatta belirtilen sürede bildirimde bulunulmaması durumunda sigorta müfettişince inceleme yapılacağı, sigorta müfettişince inceleme yapılmasına başlanıldıktan sonra inceleme sonucuna göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
01.10.2008 tarihinden itibaren uygulanan 5510 sayılı Kanunun 85’inci maddesinde de benzer düzenlemelere yer verilmiş olup; dava konusuna ilişkin olarak öncelikle belirtilmelidir ki; çeşitli tarihlerde Kurumca çıkarılan genelge ve genel tebliğlere ekli listelerde asgari işçilik oranları belirlendiğinden, işin yapıldığı dönemde yürürlükteki asgari işçilik oranlarının dikkate alınması gerekir. Kurumun düzenleyici nitelikteki bu işlemine karşı idari yargı yoluna başvurarak iptal kararı alınmadıkça bir başka işçilik oranına dayanılarak hesaplama yapılamayacağı gibi, listede açıklanan işi bölümlere ayırıp her biri için ayrı işçilik oranları alınması da mümkün değildir. Ancak ihaleli işlerde bölümler halinde keşif özetine bağlanmış farklı ihale konuları varsa her biri için listede belirlenen asgari işçilik oranının esas alınması gerektiği kabul edilmelidir.
Eldeki davada, mahkemece davacı şirketin yaptığı işin %6 olarak kabul edildiği ve %25 oranında indirim yapılarak davacı şirketin Kuruma karşı borcunun bulunmadığı kabul edilmiş ise de; verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlşılmakta olup, mahkemece öncelikle davalı Kurumdan yapılan ihale konusu işin niteliğine göre %14,46 oranındaki oranın neye göre belirlendiğine ilişkin tespit Komisyonu’ndan dayanak belgelerin getirtilmesi ve Kurumun bu belirlemeyi yaparken hangi kıstasları esas aldığının tespiti ve davacı ile ihale makamı arasında düzenlenen sözleşme konusu ve kapsamında belirtilen işler tek tek gözönünde bulundurularak, 5510 sayıl Yasa’nın 85. maddesi gereğince yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, emsal işyerleri ile karşılaştırılması ilgili meslek kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak, asgari işçilik oranlarına ilişkin olarak ihale konusu dönemde yürürlükte bulunan davalı Kurum genelge ve genel tebliğleri göz önünde bulundurulmak suretiyle, konusunda uzman ve hesap yapabilecek bilirkişi heyeti aracılığıyla, dava konusu işlerde esas alınması gereken asgari işçilik oranını tespit edilerek, akabinde, davacıya ödenen toplam istihkak tutarının, tespit edilen asgari işçilik oranı ile çarpımı sonucu bulunacak asgari işçilik miktarına göre davacının ödemekle yükümlü olduğu işçilik prim tutarı belirlenerek, ayrıca davacı şirketin orana itirazının bulunması karşısında belirlenecek oran üzerinden 5510 Sayılı Yasanın 85’inci maddesi kapsamında %25 indirim uygulanmaksızın hesap yapılmak suretiyle davacı şikretin Kuruma karşı fark işçilik prim borcunun bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-İdari Para Cezasını konu edinen 2011/11910 sayılı Ödeme Emrinin iptali istemi yönünden;
6183 sayılı Yasa’nın 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan idari para cezaları ile ilgili 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.”
Davacı şirkete de Kuruma bildirgenin zamanında verilmemesi nedeniyle 2010/7 ay ile 2011/4. aylara ait idari para cezalarını konu edinen 2011/11910 sayılı ödeme emrinin tebliğ edildiği ve süresinde davayı açtığı anlaşılmakta ise de; davacı şikretin bu idari para cezalarına karşı dava açtığını belirtmesi karşısında, Mahkemece İdare Mahkemesi Kararını bekletici mesele yapılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli; kesinleşen idari para cezası miktarı tespit edilerek, ancak, bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.