Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/15141 E. 2014/20573 K. 24.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15141
KARAR NO : 2014/20573
KARAR TARİHİ : 24.10.2014

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesi
Tarihi : 27.03.2014
No : 2013/128-2014/135

Asıl dava, yersiz ödenen aylıkların istirdadı için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile birleşen dava maluliyetin tespiti, kurum işleminin iptali, ödenmeyen aylıkların tahsili ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı (karşı davalı) Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu somut olayda; davalılar (karşı davacılar) murisine 2003 Haziran ayından itibaren maluliyet aylığı bağlandığı, 16/12/2006 tarihinde yapılan muayene üzerine, davacının çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmediğinin tespiti neticesinde kurum tarafından maluliyet aylığının kesilerek yersiz ödenen 01/01/2007-24/12/2007 dönemlerine ilişkin aylıkların tahsili cihetine gidildiği, Yüksek Sağlık Kurulunun 29/04/2008 tarihli kararı ile murisin çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmemiş olduğuna karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30/01/2012 tarihli raporunda murisin yaşına göre %78 meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının ve maluliyet başlangıç tarihinin ise 02/05/2001 tarihi olduğuna karar verilmesi suretiyle, raporlar arasında açık çelişki olduğu anlaşılmıştır.
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S.Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta
Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2010 gün ve 10-390 / 449 sayılı kararında da belirtildiği şekilde, çelişkinin Adli Tıp Kanunu’nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Genel Kurulunca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, Adli Tıp Genel Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.
Kuşkusuz 5510 sayılı Yasanın 27 nci maddesi hükmü de dikkate alınarak, maluliyet başlangıcı ve bu kapsamda maluliyet aylığı başlangıç tarihi de usulünce belirlenmelidir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı (karşı davalı) Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.