Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1489 E. 2014/2882 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1489
KARAR NO : 2014/2882
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

Mahkemesi : Elazığ İş Mahkemesi
Tarihi : 19.11.2013
No : 2012/410-2013/756

Dava, yersiz ödemelerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, 7.134,73 TL kurum alacağının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faiz başlangıç tarihlerine ilişkin bilirkişinin 03.05.2013 tarihli raporunun 6.sayfasının kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu, somut olayda; 22.03.1985 tarihinden itibaren babası üzerinden ölüm aylığı alan davalının, 06.06.1988 tarihinden itibaren de eşinden ölüm geliri aldığı, her iki aylığın 506 sayılı Yasanın 92.maddesine aykırı şekilde ödendiği, davacı Kurum tarafından bu durumun fark edilmesi üzerine, 92.madde uygulanmak suretiyle, 15.01.1990–25.12.2006 tarihleri arası dönem için çıkarılan 7.032,51-TL yersiz aylıkların, ödeme tarihlerden itibaren, yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istenmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmakla; bozma sonrası aldırılan bilirkişi raporunda 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükümlerinden 5510 Sayılı Yasanın (a) bendi kapsamında kurumun alacak hakkının olduğuna dair kabul yerinde ise de; söz konusu maddeye yanlış anlam verilerek alacak kalemlerinin ve faiz hesaplarının yapıldığı anlaşılmakta olup, bu anlamda bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,………itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa, bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa, genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesini içermesi karşısında, mahkemece, kurumun hatalı işlemi tespit tarihinin 14.08.2007 olmasına ve bu tarihten geriye doğru on yıllık sürede ödenen aylıkların ve işleyen faizlerinin hesap edilmesi gerekirken mahkemece, dava tarihinden (03.06.2008) geriye doğru on yıllık sürenin gözetilerek hesap edildiği, ayrıca, aldırılan bilirkişi raporunun, denetime elverişli şekilde asıl alacak, faiz başlangıç ve bitiş tarihleri, yıllara göre değişen faiz oranları ve faiz tutarları ve toplam alacak tutarı hesaplamalarına ilişkin olmak üzere; sonuç Kurum alacağının, usulünce ve hükmün infazına uygun şekilde belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, isabetsiz olduğu gibi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). Fıkrasında, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmesine rağmen, Mahkemece bu kurala aykırılık oluşturacak şekilde, bilirkişi raporunun, kararın eki sayılmasına denilmek suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.02.2014 günü oybirliği ile karar verildi.