Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/14601 E. 2014/20024 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14601
KARAR NO : 2014/20024
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 10.12.2013
No : 2013/124-2013/779

Dava, B.. B..’ın davalı işveren nezdinde çalışmadığının ve Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, G.. takı satışı işyerinde faaliyette bulunduğunu, Kurum tarafından yapılan denetim sonucu 30.07.2012 tarihli Kurum Rapor’u düzenlendiğini ve buna göre B.. B..’ın işyeri çalışanı olduğu kanatine varılarak davalı işveren aleyhine prim ve gecikme zammı tahakkuk ettirildiğini belirtip B.. B..’ın davalı işveren nezdinde fiili olarak çalışmaları bulunmadığının tespiti ve Kurum işleminin iptalini istemiştir. Dosyanın tetkikinde, 30.07.2012 tarihli Kurum Rapor’u içeriğinde mevcut 12.07.2012 tarihli Durum Tespit Tutanağı’na göre, Kurum Müfettişlerince davalı işverene ait tescilsiz işyerinde denetim yapıldığı, davalıya ait işyerinde takı işleriyle uğraşan B.. B..’ın görüldüğü ve beyanının alındığı, buna göre B.. B..; davalı işveren nezdinde çalışmadığını, davalının kardeşi olup arada ziyarete geldiğini beyan ettiği, Kurumca dava dışı B.. B..’ın davalı işveren nezdinde çalıştırıldığından bahisle davalı işverene prim ve idari para cezası tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda Kurum Rapor’unun aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Kurum Müfettiş Rapor’unun iptaline ilişkin eldeki davanın prim ve idari para cezası şeklinde 2 sonucu doğmaktadır. Bu çıkan sonuçlarda yasal olarak izlenenecek prosedür farklıdır. Prim borcu yönünden; 5510 Sayılı Kanun’un 86. maddesi, ” … (Değişik yedinci fıkra: 17/4/2008-5754/50 md.) Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır….” Şeklinde düzenlenmiş olup, İdari Para cezası yönünden; 5510 sayılı Yasanın 102. maddesi ; …” İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir…” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda anlatılan bilgiler ışığında, davanın hukuki niteliğini tam olarak belirlendikten sonra dava, prim borcunun iptaline ilişkin ise, İş Mahkemeleri yetkili olup 5510 sayılı Kanun 86. maddesinde belirtilen prosedüre uyulup uyulmadığı irdelenmeli, şayet idari para cezasının iptaline ilişkin ise 5510 sayılı Kanun’un 102. Maddesine göre İdare Mahkemelerinin görevli olduğu dikkate alınarak yeniden değerlendirilip sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözeterek araştırma ve inceleme yaparak sonucu göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.