Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/14358 E. 2015/408 K. 15.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14358
KARAR NO : 2015/408
KARAR TARİHİ : 15.01.2015

Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde, davalılardan. yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, davalılardan .. yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 29.04.2007 tarihli trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli aylıkların davalılardan rücuan tahsilini talep etmiştir.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun’un 63. maddesi olup, anılan Kanun maddesinin 3396 sayılı Kanunla değiştirilen 2. fıkrasında yer alan “…araç maliklerine…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 27.03.2000 tarihi ve 2000/343 Esas 2002/41 Karar sayılı kararıyla iptal edilmesi karşısında; araç malikinin Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan Yasanın öngördüğü “diğer sorumlular” kavramı kapsamında, 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde ifadesini bulan tanım çerçevesinde işleten sıfatını haiz bulunması, bir başka anlatımla; trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracı, tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işleten olması halinde mümkündür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 3 ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, güçlü delil niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.03.2002 tarih., 2002/11-71 Esas, 2002/141 Karar sayılı kararında; “konunun sağlıklı çözümü için öncelikle “işleten” teriminin hukuki niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır. 2918 sayılı Yasanın 3.maddesinde Araç sahibi; “Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.” İşleten ise: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin

alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Somut olayda; kazaya karışan motosikletin kaza tarihi itibariyle maliki davalı ..’a ait olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ..’ın aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olup olmadığı, araç üzerindeki fiili tasarrufu devam edip etmediği mahkemece yeterince araştırılmadan, soyut tanık beyanları ve davalı ..’in beyanını zapta geçiren Emniyet tutanağı ile aracın işleteni olmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsizdir.
Öte yandan, davalılardan …. vekilinin bozma sonrası yargılama aşamasında kurum ile anlaşılarak tazminat ve ferilerine ilişkin ödeme yapıldığını ve 29.03.2012 tarihli … dekont fotokopisi dosyaya ibraz edilmesi üzerine mahkemece, davanın konusuz kaldığından bahisle davalı…. yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; mahkemece, davalı ….’nin yapılandırma yapıp yapmadığı, Kurum ile aralarında protokol bulunup bulunmadığı, ödemenin, Kurum zararının ödeme tarihine kadar işleyen faizi ve diğer ferileri ile birlikte tamamını kapsayıp kapsamadığının davalı Kurumdan sorulup, araştırılmadan, mahkemece, davalı …. yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.