YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14282
KARAR NO : 2014/18346
KARAR TARİHİ : 23.09.2014
Mahkemesi : Mersin 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 22.04.2014
No : 2013/331-2014/209
Dava, askerlik borçlanması da dahil edilerek murisin sigortalılığı sebebiyle 01.03.2013 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre; kendisinden aylık bağlanması talep edilen muris kocanın 12.01.2012 tarihinde vefat ettiği, 1997 tarihinden ölüm tarihine kadar muris adına tescilli 680 gün zorunlu SSK çalışmasının bulunduğu, 302 gün askerlik süresi borçlanılmak suretiyle 12.03.2013 tarihli ölüm aylığı bağlanması talebinin borçlanma hariç 900 gün prim şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı yasanın 32. maddesinin 17.04.2008 tarih 5754 sayılı yasanın 20. maddesiyle değişik 2. fıkrasının (a) bendi “En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,…” olanlara ölüm aylığı bağlanacağı hükmünü içermektedir. Mahkemece, yasada öngörülen “…her türlü borçlanma süreleri hariç…” ibaresinin sigortalılık süresi ve prim gün sayısını birlikte içerdiği hususu gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine gerekçelerle 01.04.2013 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanmasına hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece, murisin diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalılığının bulunup bulunmadığı araştırılıp, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatının bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.