YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13584
KARAR NO : 2014/19816
KARAR TARİHİ : 17.10.2014
Mahkemesi :Van İş Mahkemesi
Tarihi :27.02.2014
No :2012/159-2014/52
Dava, davacının Kurumun yaşlılık aylığının iptaline yönelik işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı sebeplere göre tarafların vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 35 ve Geçici 10. maddeleridir. 01.01.1946 doğumlu olan davacıya, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde Kurumca 01.03.2003 tarihinden itibaren 7064 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, 19.11.1998-31.12.2002 tarihleri arasında ki 45 adet prim ödemesinin, yapılan denetim sonucu gerçeğe aykırı olarak, bilgisayar programında ödenmiş gibi 21.02.2003 tarihinde Kurum kayıtlarına işlendiğinin belirlenmesi nedeni ile, bağlanan aylığın başlangıçtan itibaren iptal edildiği, prim borcunun 04.08.2008 tarihinde ödenmesi sonucu, Mahkemece, 01.09.2008 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı tahsisine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, öncelikle davacıdan, Kurumun gerçek olmadığını iddia ettiği primlere yönelik ödeme makbuzlarının bulunup bulunmadığı sorulmalı, ibraz edilememesi halinde, Kurumdan gerçeğe aykırı prim ödemelerinin karşıladığı sigortalılık süresi belirlenmeli, bu süre gözetilmeksizin davacıya ait primi ödenmiş sigortalılık süreleri nazara alınarak 1479 sayılı Yasanın geçici 10. maddesinin 3. fıkrası çerçevesinde yaşlılık aylığı tahsisi şartları irdelenmeli, varlığı halinde, 7064 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi gözetilerek bağlanan aylık ile yargılama aşamasında belirlenen primi ödenmiş sigortalılık süresi gözetilerek bağlanacak olan aylık arasındaki farkların ve yersiz ödenen aylıklar ile tedavi gideri bedelinin Kurumca her zaman tahsilinin mümkün olduğu gözetilmeli, 7064 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi üzerinden ise ilk karardaki gibi prim borcunun ödendiği 04.08.2008 tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisi gerektiği nazara alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, anılan hükme aykırı olarak, kararda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, Kurumun işleminin tamamen iptali sonucunu doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların vekillerinin yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 17.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.