Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/13444 E. 2014/20398 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13444
KARAR NO : 2014/20398
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Mahkemesi :Yalova İş Mahkemesi
Tarihi :06.05.2013
No :2010/365-2013/123

Dava, itirazın iptali ve % 40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir
Mahkemece, davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalılardan F.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanan sigortalı için yapılan tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemeleri nedeniyle oluşan Kurum zararının 506 sayılı Yasa’nın 39. maddesi uyarınca davalı sürücü ve sigorta şirketinden tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve % 40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de yine, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 91. maddesine göre de “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve sürücülerin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Sigorta sözleşmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanlar bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım için sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.
Dosya kapsamına göre, kazaya karışan belediye otobüsü davalı sigorta şirketi tarafından KZMM sigorta poliçesi ile sigortalanmış olup, sigortalı için yapılan tedavi giderinin poliçe limitinin altında kalması karşısında, davalı sürücünün, tedavi giderlerinin işlemiş faizlerinden sorumlu olmadığının gözetilmemesi isabetsizdir
6111 sayılı Yasa’nın 59 ve geçici 1 maddesi, trafik kazaları nedeniyle doğan tedavi giderlerini kapsamakta, geçici iş göremezlik ödemelerini kapsamamaktadır. Poliçeye göre ölüm/sakatlık halinde poliçe limiti 30.000 TL olup, Kurumun yaptığı geçici iş göremezlik ödemeleri limitin altında kaldığı halde, davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ödemeleri nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğinin gözetilmemesi isabetsizdir
Diğer yandan, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda; geçici iş göremezlik ödemeleri yönünden davaya konu asıl alacak tutarı aşıldığı ve işlemiş faiz hesabı yapılırken icra takip tarihinden sonraki bir tarih esas alınarak faiz hesaplandığı, bu bakımdan sözkonusu hesap raporunun hükme esas alınamayacağı anlaşılmıştır
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalılardan F.. K..’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan F.. K..’a iadesine, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.