Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/13347 E. 2014/17008 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13347
KARAR NO : 2014/17008
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

Mahkemesi :Adana 5. İş Mahkemesi
Tarihi :17.04.2013
No :2009/128-2013/260

Davacı Kurum, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 10. ve 26. maddeleri uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, meydana gelen iş kazasında, davalı işverenin %70 sigortalının %30 oranında kusurlu olduğuna dair 27.02.2012 tarihli üç kişilik kusur raporu dikkate alınarak, ancak 10. madde koşulları yönünden hiç bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın ve davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi kabul edilip, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda, sigortalının, 4 metre yükseklikte kalıp işi yaparken taban tahtasının kopması sonucu zemine düşüp 29.04.2006 tarihinde yaralandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, 27.02.2012 tarihli kusur raporunun hükme dayanak kılınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 506 sayılı Yasanın 9. maddesi “(Değişik fıkra: 25/08/1999 – 4447/2 md.) İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır…” hükmünü içermektedir. Anılan yasanın 10. maddesi ise “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tesbit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus
Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmeyenler için de, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22 nci maddede sözü geçen tarifeye göre hesap edilecek sermaye değerleri tutarı, 26 ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” hükmünü öngörmektedir.
Temyize konu rücu davasının aynı zamanda 506 sayılı Yasanın 10. maddesine yönelik bulunmasına rağmen, 10. madde koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu yöntemince araştırılıp belirlenmeden, anılan yasanın 10. maddesindeki sorumluluk koşullarının gerçekleşmesi halinde ise, Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44. maddelerine göre %50 oranından aşağı olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak davalı işverenin rücu sorumluluğunun belirlenmesi gereğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Mahkemece, temyiz durumu da gözetilerek yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde yargılama yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
O halde; davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.