Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1301 E. 2014/3270 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1301
KARAR NO : 2014/3270
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Mahkemesi : Salihli 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 04.12.2013
No : 2013/437-2013/854

Dava, iptal edilen sigortalılıklardan dolayı yersiz olduğu iddiasıyla sigortalılar ve haksahiplerine yapılan sağlık giderleri nedeniyle oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde, davalı M.. K.. yönünden davanın reddine, davalı D. Ç.. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı S.. B.. vekili ve dahili davalı D.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda, davalı M.. K.. hakkında açılan davada, işin esasına girilerek verilen kararın, temyiz denetimini yerine getiren Dairemizce, davalı M.. K.. aleyhine açılan bu dava, işçi D Ç..nın da hak alanını ilgilendirdiğinden, D. Ç..’nın davaya dahil edilerek, savunması alınıp, göstereceği bütün deliller toplandıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesi ile bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada mahkemece, davalı M.. K.. yönünden davanın reddine, davalı D.Ç.. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Hastalık Sigortası” hükümleri içerisinde yer alan ve “Sağlanan yardımlar” başlığını taşıyan 32. maddesinde; sigortalıya, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası kapsamı dışında kalan hastalıklarda sağlık yardımı yapılacağı, “eş ve çocuklara sağlık yardımı yapılması” başlıklı 35. maddesinde; sigortalının eşi ve geçindirmekle yükümlü olduğu çocuklarının hastalıkları durumunda yapılacak sağlık yardımları belirtilerek, “Gelir ve aylık almakta olanlar ile aile bireylerine sağlık yardımı yapılması” başlığını taşıyan 36. maddesinde, pasif sigortalılar ile hak sahiplerinin sağlık yardımından yararlanması; “sigortalılık niteliğinin yitirilmesi” başlığını taşıyan 40. maddesinde “sigortalılık niteliğini yitirenlerden, bu tarihten önceki bir yıl içinde en az 120 gün hastalık sigortası primi ödemiş olan ile haksahiplerinin kanunda belirtilen yardımlardan yararlanacağı düzenlenmiş olup, benzer düzenlemelere 5510 sayılı Kanunda da yer verilmiştir.
506 sayılı Yasanın 90. maddesinde ise; “İşveren, işkazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde, sigortalının kazancını ve prim ödeme gün sayılarını göstermek üzere, örneği Kurumca hazırlanacak belgeyi düzenliyerek sigortalıya vermekle yükümlüdür….Yukarıdaki fıkralarda yazılı belgelerdeki bilginin eksik veya yanlış olması sebebiyle, sözü edilen fıkralarda belirtilen kimseler için Kurumca yersiz olarak yapılan her türlü masraflar işverene ödetilir..” hükmü dikkate alındığında işverenlerin ise haksız yere ödenen masraflardan sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 96. maddesindeki, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesi üzerinde durma gereği de bulunmaktadır.
Somut olayda; mahkemece, iptal edilen çalışma sürelerinin fiili olup olmadığının araştırılmadığı, yukarıda açıklanan yasal mevzuat çerçevesinde değerlendirme yapabilmek için tedavi giderlerinin tarihlerinin tek tek belirlenmediği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular çerçevesinde; bildirimin, 506 sayılı Kanunun 2 ve 6. maddelerinde öngörüldüğü şekilde hizmet akdine dayalı olarak eylemli ve fiili çalışmanın sonucu olup olmadığının yöntemince araştırılıp açıklığa kavuşturulmalı, davalının çalışmasının gerçek olup olmadığı hususunda bilgi sahibi olabilecek kişiler saptanarak, tanık sıfatıyla dinlenmeli, Kurumca iptal edilen bildirimleri dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 40. maddesi gözetilerek, fiilen çalışmadığı için sigortalığı iptal edilen davalı ve haksahiplerinin; haksahibi olarak başkalarının üzerinden veya davalının sigortalılık niteliğini yitirmeden önce Kanunda belirtilen prim ödeme şartını gerçekleştirip gerçekleştirmediği dikkate alınarak, davaya konu sağlık yardımlarından yararlanıp yararlanamayacağı araştırılıp (özellikle ayrınıtılı şekilde davalı Kurumdan sorulup) değerlendirilmeli, yararlanma imkanı olan kısımlar ( tedavi giderlerinin tarihlerinin tek tek belirlenerek) var ise davaya konu Kurum alacağından indirilerek varsa bakiye tahsili gereken miktar belirlenmeli, 506 sayılı Yasanın 90. maddesi dikkate alınarak davalı işveren M.. K..’ın hukuki durumu değerlendirilmeli, 5510 sayılı Yasanın 96. maddeside gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ve dahili davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde dahili davalıya iadesine, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.