Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/12953 E. 2015/19145 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12953
KARAR NO : 2015/19145
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Mahkemesi : Bursa 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 01.04.2014
No : 2012/405-2014/245

Dava, iş kazası tespiti istemine iliişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalılar arasında (pasif) mecburi dava arkadaşlığı bulunması halinde, davacı, bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır. Bu yön, 6100 sayılı HMK’nun 60. maddesinde; “mecburi dava arkadaşları … aleyhine birlikte dava açılabilir” denilerek norma bağlanmıştır. Davalı sıfatı mecburi dava arkadaşlarının tümüne aittir. Davanın bütün mecburi dava arkadaşlarına karşı değil de bunlardan birine veya birkaçına karşı açılmış olması halinde davada sıfat sorunu ortaya çıkacaktır. Ancak bu halde, dava sıfat yokluğundan hemen reddedilmemeli, belirtilen eksikliğin giderilmesi yönünde bir talebin bulunması ve dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının anlaşılması halinde, hakim, HMK’nun 124. maddesinin 4. fıkrasında açıklandığı üzere, karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul ederek, davayı diğer mecburi dava arkadaşına da teşmil ederek, yargılamaya devam etmelidir.
İş kazasının tespitine dair işbu davada, elde edilecek hükmü sigortalılık hakları yönünden infaz edecek olması nedeniyle, Sosyal Güvenlik Kurumu yasal hasım konumundadır. Bu nedenle eldeki davada da hükmün sonuç doğurabilmesi , Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden de hüküm kurulmasını zorunlu kıldığından, Kurum’un davaya dahil edilerek davanın esasına girilip onun göstereceği deliller de toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddî ve hukukî esaslar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün sair yönleri incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalıya iadesine, 10.11.2015 günü oybirliği ile karar verildi.