YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12505
KARAR NO : 2015/16717
KARAR TARİHİ : 13.10.2015
Mahkemesi : Anamur 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 24.11.2010
No : 2009/442-2010/616
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 03.04.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalılar A. K. ile S. T. ‘nin hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı kaza tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 26. maddesidir.
Mahkemece, sigortalıların mirasçılarına bağlanan dul ve yetim maaşlarının rücuya tabi alacaklar arasında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
“İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kuramca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22 nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı Kuramca işverene ödettirilir. (Ek cümle: 4958 – 29.7.2003 / m.28) İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazası veya meslek hastalığı, 3 üncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kuramca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.
(Ek fıkra: 2934 – 24.10.1983) Ancak, iş kazası veya meslek hastalıkları sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kasdı veya kusuru bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kuramca rücu edilemez.”
Anılan madde ile, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı ya da suç sayılabilir bir hareketi sonucu iş kazası ve meslek hastalığının meydana gelmesi halinde, Kurum’ca sigortalıya veya hak sahibi kimselere gelir bağlanması nedeniyle oluşan Kurum zararını; işverene ve diğer tazmin sorumlularına rücu etme hakkı tanınmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 21.03.2007 tarih ve 26649 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 23.11.2006 tarih ve 2003/10 esas ve 2006/106 karar sayılı kararı sonrası Kurumun rücu hakkı; yasadan doğan kendine özgü, sigortalı/hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin tazmin sorunlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlandırılmış bulunmaktadır.
Anılan düzenleme kapsamında; iş kazası nedeniyle ölen her iki sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanıp bağlanmadığı (dosyada ilk peşin değer hesaplama tablosu bulunmakla birlikte gelir bağlama kararları bulunmadığından) araştırılarak hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin değerlerinin, davalıların kusur durumları da irdelenerek, 26. madde uyarınca tazminine olanak bulunan kısmının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Sosyal Sigortalar Kurumu 4958 sayılı Kanunun 23 maddesi uyarınca harçtan bağışık olduğundan, Kurumdan harç alınmasına yer olmadığına, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.