YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12228
KARAR NO : 2014/17156
KARAR TARİHİ : 11.09.2014
Mahkemesi :Yozgat İş Mahkemesi
Tarihi :04.03.2014
No :2012/671-2014/34
Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dışı işverene ait 1304404.07 sicil numaralı işyerinde 01.10.1983 tarihinde çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen sigortalı işe giriş bildirgesi 27.01.1984 günü davalı Kuruma verilen davacının bildiriminin yapılmayıp sigorta priminin de ödenmediği, bildirgedeki kimlik bilgilerinin doğru, sigorta sicil numarasının daha sonraki hizmetlerinde de kullanıldığı belirgin bulunmakla, davada istem, 26.11.1983 tarihindeki bir günlük sigortalı çalışmanın ve bu tarihin sigorta başlangıcı olduğunun tespitine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin YHGK’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E -2011/366 K sayılı, 21.09.2011 günlü ve 2011/527 E-2011/552 K sayılı ilamları gözetildiğinde eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Sigortalılık başlangıcına dair talebin yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi karşısında, 506 sayılı Kanunun 79/10 ve 108. maddeleridir.
YHGK’nun belirtilen ilamlarında da bahsedildiği üzere, 506 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2. maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda, uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece, bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Kanunun 79. maddesinde belirtilen ve sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumu çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 17. maddesinde belirtilen dört aylık prim bordroları gibi kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hakim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalı, gereğinde komşu işyerlerinde çalışanlarının bilgilerine de başvurularak gerçek çalışma olgusu, somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, hakkında düzenlenen sigortalı işe giriş bildirgesinde davacının işe giriş tarihinin 01.10.1983 olarak belirtilmiş olduğu gözetilerek, 1086 sayılı Kanunun 75/2. ile 6100 sayılı Kanunun 31. maddeleri gereğince, davacı taraftan davanın konusu ile talep sonucunu açıklattırmak, giderek talebe göre ve öngörülen yönteme uygun olarak yapılacak inceleme ve araştırma sonucu yapılacak değerlendirmeye göre karar vermektir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.