YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1222
KARAR NO : 2014/1012
KARAR TARİHİ : 22.01.2014
Mahkemesi : Simav Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 21.11.2013
No : 2013/189-2013/473
Dava, istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın görevli ve yetkili idare mahkemesi başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı S.. S.. Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1995 yılında yaşamını yitiren iştirakçi oğlu üzerinden kendisine Emekli Sandığı tarafından 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri gereğince yetim (ölüm) aylığı bağlanan davalıya, muhtaçlık durumunun ortadan kalkmasına karşın aylık ödemesi yapıldığını belirleyen davacı Kurumca aylık iptal işlemi gerçekleştirilerek yersiz ödendiği ileri sürülen söz konusu aylıkların yasal faiziyle birlikte geri alınması için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiş, geçici 4. maddesinin 4. fıkrasında, bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı açıklanmış, anılan maddenin 5. fıkrasında, bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı bildirilmiştir.
Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenlerce açılan tam yargı davaları idari dava türleri olarak sıralanmış, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinde, yargı yolunun caiz olması durumu, dava koşulları arasında belirtildikten sonra 115. maddesinde, dava koşulu eksikliğini saptayan mahkemece davanın usulden reddine karar verileceği öngörülmüştür.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, taraflar arasındaki hukuki ilişki ile çekişmenin niteliği ve dayandığı hukuki sebep dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Kanun yerine 5434 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunduğundan sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemeleri görevli olmayıp mahkemenin bu yöndeki yaklaşımı yerinde ise de S.. S.. Başkanlığı tarafından yapılan yersiz aylık ödemelerinin ilgilisinden geri alınması niteliğindeki davanın idari yargıda görülmesi olanaksız bulunmakla adli yargı kolundaki genel görevli mahkemelerde uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.