Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/12199 E. 2014/18012 K. 19.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12199
KARAR NO : 2014/18012
KARAR TARİHİ : 19.09.2014

Mahkemesi : Bursa 5. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.03.2014
No : 2013/480-2014/148

Dava, hizmet tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7/1’inci maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Anılan Kanunun 6’ncı maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı, davalı Kurum müfettişinin 20.05.2008 gün 116 sayılı raporu sonucunda işveren şirket tarafından 08.10.2007-16.10.2007 tarihleri arasında geçen çalışmaları için süresinde bildirimi yapıldığı halde, 03.02.2005 tarihi itibarıyla vergi mükellefiyeti başladığından bahisle sigortalılığının iptal iptal edildiği iddiasıyla; 08.10.2007-16.10.2007 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti ile aksine Kurum işlemlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma kararına uyulmakla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar ve mahkemece de bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İBK) O halde mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma kapsamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekir.
Mahkemece uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacının sigortacılık faaliyeti nedeniyle 03.02.2005 tarihinden itibaren vergi kaydı bulunduğu anlaşılmakta olup, her ne kadar Bağ-Kur sigortalılığı 01.10.2008 tarihinden itibaren başlatılmışsa da, işveren sıfatının bulunduğu, hizmet akdine dayalı olduğu iddia edilen çalışmalarının fiili olmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.