Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1202 E. 2014/9789 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1202
KARAR NO : 2014/9789
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

Mahkemesi :Sivas İş Mahkemesi
Tarihi :04.03.2013
No :2009/211-2013/90

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davalılar M.. Z.. mirasçıları yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı S.. S.. yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalıların murisi M.. Z..’ye ait çiftlikte 01.01.1993 – 20.04.2009 tarihleri arasında bekçi olarak ve çiftliğin diğer işlerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar mirası kayıtsız şartsız reddetmişler, mahkemece, mirası reddeden davalılar yönünden, mirasın reddi nedeniyle davanın reddine, diğer davalı S.. S.. yönünden ise davacının 01.01.1993-10.11.2004 tarihleri arasında müteveffa M.. Z..ye ait işyerinde çalıştığının kabulüne karar verilmiştir.
Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu’nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605’nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir.
Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.’nın 606’ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
TMK.’nın 605’nci maddesinin 2’nci fıkrasında ise, mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Bu olgunun saptanması için her zaman dava açılabilir.
Dosya kapsamında yer alan, Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.12.2005 tarih, 2005/515 Esas ve 2005/1356 Karar sayılı ilamından, davalıların mirası kayıtsız şartsız reddettikleri anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, işverenin gerçek kişi olduğu hizmet tespiti davalarında, mirasçıların mirası reddetmeleri halinde ( çalışma iddiası ispatlandığı takdirde ), mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tespit davası” başlığını taşıyan 106’ncı maddesinde, tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Bu davaların işlevi, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespiti olup, bundan öteye gitmez.
Sigortalının, Kuruma bildirilmeyen geçmiş hizmetlerinin tespiti için 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesine (5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesine) göre açacağı dava, “tespit davası” niteliğini taşımanın yanı sıra, aynı zamanda “olumlu tespit davası” özelliğini de göstermektedir ( Güzel/Okur, s. 200; Tuncay/Ekmekçi, s. 245; Tunçomağ, s. 193; Mustafa Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Serhi, Ankara 1985, s. 512; Sözer, s. 74; Özgür Öztürk, “Sigortalı Hizmetin Tespiti”, Çimento İsveren Dergisi, 1998/1, s. 31 ).
Hal böyle olunca; işverenin gerçek kişi olduğu hizmet tespiti davalarında, çalışma iddiası ispatlandığı takdirde, mahkemece kurulacak hüküm, sigortalı hizmetlerin varlığının tespitinden öte, akçalı ( parasal ) konulara ilişkin herhangi bir irdeleme içermediğinden, mirasçıların mirası reddetmiş olmaları, bu mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulmasına engel teşkil etmeyecektir. Ancak, bu husus, Kurum tarafından primlerin tahsili aşamasında göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; mirası reddeden davalılar yönünden de tespit hükmü kurulması mümkün olup, bu nedenle; anılan davalıların göstereceği deliller de toplanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucunda, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oybirliğiyle 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.