YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11779
KARAR NO : 2014/14083
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, malullük aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre, sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-)11.12.2006 tahsis talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 53’üncü. maddesine göre, “…Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği Kurumca tespit edilen sigortalı, malullük sigortası bakımından malul sayılır.” Hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 109’uncu maddede belirtilen prosedüre uyularak, öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, sigortalının itirazı halinde ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak raporla giderilmesi gereklidir. Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan verilecek rapor ile Adlî Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde bu sefer Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmalıdır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 25’inci maddesine göre, “…Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, … kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malul sayılır.” Hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 5510 sayılı Kanunun 95’inci maddesinde belirtilen prosedüre uyularak, öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, sigortalının itirazı halinde ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak raporla giderilmesi gereklidir. Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan verilecek rapor ile Adlî Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınan rapor arasında çelişki mevcut olması halinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınacak rapor ile çelişkinin giderilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamında da aynı yaklaşım ve görüşler benimsenmiştir.
Somut olayda; Yüksek Sağlık Kurulunun malul olmadığını belirlediği davacının, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi sosyal sigorta mevzuatı kapsamında düzenlediği 31.05.2010 tarihli raporu ile malul olduğunu belirlemiş olup, Adli Tıp Genel Kurulunun da bu durumu teyit ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 5510 sayılı Kanunun 27. maddesindeki, “… Malûllük aylığı, 4 üncü Maddenin birinci fıkrasının (a) … bentleri kapsamındaki sigortalıların; … a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini, b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini … takip eden ay başından itibaren başlar.” düzenlemesi gereğince davacının malul sayıldığı tarih olarak kabul edilmesi gereken 31.05.2010 tarihini takip eden aybaşından itibaren malullük aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
3-)Öte yandan, 5502 sayılı Kanunun 36. maddesi gereğince harçtan muaf olduğu dikkate alınarak, başvuru harcının yargılama masrafına eklenmek suretiyle davalı Kurumun harçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gözetilmelidir.
Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükümdeki “Davacının yazılı istek tarihi olan 11/12/2006” ibaresi silinerek yerine “01.06.2010” tarihi yazılmasına; “28,00 TL harç ” ibaresi silinerek hükümden çıkarılmasına; “328,50” rakamları silinerek yerine “300,50” rakamları yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.