Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/1146 E. 2014/3148 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1146
KARAR NO : 2014/3148
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Mahkemesi :İstanbul 7. İş Mahkemesi
Tarihi :11.09.2013
No :2012/660-2013/684

Dava, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 24’üncü maddesi kapsamında yapılandırma hakkının geçerli olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
20.04.1982 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olan davacının, 23.07.2008 tarihinde 5510 sayılı Kanunun geçici 24’üncü maddesi uyarınca prim borçlarını yapılandırma talebinde bulunduğu, talebinin davalı Kurum tarafından kabul edilmesi üzerine peşin ödeme yolunu seçerek Halk Bankasından aldığı kredi ile tüm prim borçlarını peşin olarak ödediği ve 04.08.2008 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, ancak, son ödeme tarihi 31.07.2008 iken, 01.08.2008 tarihinde ödediğinden bahisle, yapılandırma iptal edilerek tahsil edilen primleri re’sen Halk Bankasına iade ettiği ve yaşlılık aylığı tahsis talebini reddettiği anlaşılmaktadır. Davacı, yapılandırmanın geçerli olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacıya primleri ödemesi için süre verilmiş ve davacının yapılandırma ile belirlenen primleri 25.02.2013 tarihinde Kurum hesabına yatırdığı, buna bağlı olarak davacıya ilk tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Davacının ilgili bankaya ve Kuruma başvuru tarihleri nazara alındığında, yapılandırmaya konu tutarın Kurum hesaplarına geç intikali ve Kuruma ödenen primlerin iadesi hususunda herhangi bir kusurundan söz edilemeyeceği gibi, primlerin davacı yerine doğrudan kredi aldığı bankaya iadesi nedeniyle paranın davacı yedinde kalmasından kaynaklanan herhangi bir semere elde etmesinin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından, davacının 5510 sayılı Kanunun geçici 24’üncü maddesindeki yapılandırma koşullarından da yararlandırılarak 23.07.2008 tarihi itibariyle hesaplanan prim borcunu da ödediği nazara alınarak, kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin Mahkeme kararı yerindedir. Ne var ki; 1479 sayılı Kanun’un 35’inci maddesinde yaşlılık aylığından yararlanma koşulları öngörülmüş olup; sigortalıya, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için kural olarak maddede (ve 1479 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinde) belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek, talepte bulunmak ve talepte bulunulan tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak gerekir. Ancak, tahsis talep tarihinde prim borcu mevcut ise borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmelidir. Bu nedenle; Mahkemece, davacının prim borcu ödediği tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.