Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/11369 E. 2014/17135 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11369
KARAR NO : 2014/17135
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

Mahkemesi : Bakırköy 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 26.02.2014
No : 2011/494-2014/79

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davalılardan A.C. K.-K. Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, (14.10.2011 havale tarihli düzeltme dilekçesi ile) 2002 Mayıs-2007 Ocak tarihleri arasında davalı işverenler nezdinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalılardan A.C. K.-K. Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Somut olayda; Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Mahkmemesi’nin 2006/346 esas sayılı dosyasında ki mevcut deliller, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Mahkmemesi Başkanlığına hitaplı davalılardan A. C. K.’ın 03.05.2007 tarihli dilekçesinin içeriği ile dilekçedeki ”Erkan ve Tuncer’e her hafta bazen her gün şirketin bu portföyünden eski müşterilerin bilgisi (DEMO kartları) verilerek bu müşterileri satış amaçlı arayabilecekleri söyleniyordu. Onlar da bu müşterileri arayarak satış yapmaya çalışıyorlardı.” şeklindeki anılan davalının beyanları, bahse konu dilekçe ekinde sunulan davacı İ.. T.., E. A. ve S. A. tarafından müştereken imzalanmış olan ”Sayın C.K.” başlıklı yazının içeriği ile bahse konu yazıdaki ”Emirleriniz doğrultusunda 8:30’da şirkette telefon çevirmeye hazır olarak bulunuyoruz” ibaresinin hizmet akdinin unsurlarından olan bağımlılık unsurunun varlığını kanıtlaması ve özellikle davalılardan şirkete ait 1034040.34 nolu işyerinden Kuruma yapılmış bildirimleri bulunan bordro tanığı E. A.’ın, davacının 2002 yılının Ağustos ayında işe başladığı ve 2007 yılının Ocak ayına kadar çalıştığına ilişkin beyanları karşısında, davalılardan şirkete ait 1034040.34 nolu işyerinde 2002 Ağustos-2007 Ocak döneminde sürekli ve tam zamanlı olarak çalışma iddiasının kanıtlandığı açıktır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.