Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/10567 E. 2014/13534 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10567
KARAR NO : 2014/13534
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

Mahkemesi : Lüleburgaz İş Mahkemesi
Tarihi : 16.05.2013
No : 2012/114-2013/120

Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı Kurumca, yönetici olduğu Apartmanda 15.11.1999–30.04.2002 ve 01.11.2005–31.05.2006 tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden çalıştığına dair tespit yapılan dava dışı Ramadan Gül’ün hizmetlerinin aslen ayda 30 gün değil, ayda 6 gün üzerinden olduğu iddiası ile Lüleburgaz İş Mahkemesine (2008/6 Esas,2010/47 Karar) dava açtığını, bu davanın kabulüne dair 30.11.2010 tarihli karardan sonra Kurumca dava dışı sigortalı R.. G..’ün mahkeme kararı gereği çalışma gün sayısı olarak belirlenen 6 gün üzerinden hesabı ile sigorta primi borç tahakkuk ettirdiğini ve sonrasında verilen karar kesinleşmeden 16.05.2011 tarihinde çıkartılan prim borçlarının 6111 sayılı Yasa kapsamında faydalanarak ödenmek istenmesi nedeniyle kuruma verilen feragat dilekçesi esas alınarak ve aynı nedenle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin bozma kararından sonra 27.02.2012 tarihli işlem ile kurumca bu 6 günlük hizmet üzerinden yapılan işlemin iptali ile tekrar müfettiş raporu gereğince ayda 30 gün üzerinden tahakkuk ile fark prim borcu çıkartılması işlmeinin iptali istemiyle açtığı bu davada, mahkemece, davacının ilk kararın verildiği tarihten sonraki aşamada kuruma yapılan 16.05.2011 tarihli yapılandırma işlemi sırasında alınan feragat dilekçesi nedeniyle davasından feragat ettiği ve bu feragatin kesin hüküm etkisi gösterdiği gerekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79. maddesi olup, uyuşmazlık konusu husus, bir taraftan Kurumca yapılan tespit sonrasında, dava dışı sigortalıya, davacının temsilcisi olduğu apartmanda geçen çalışmaları nedeniyle verilen sigortalılık süresinin aslen kaç gün olması gerektiği, diğer taraftan da davacının mahkeme kararından sonra yaptığı yapılandırmasının kurumca, davadan feragat etmesi ve mahkeme kararının da bozulması nedeniyle kararın ortadan kalkması sonucunda ayda kurum teftiş raporu gereğince tekrar 30 gün üzerinden yapılandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Eldeki davada, uyuşmazlık aslen adı geçen sigortalının davacı yanında ne kadar çalıştığına, başka bir deyişle, fiili çalışmaya dayalı çalışmasının olup
olmadığına ilişkin olmakla, dava dışı sigortalının da davada taraf olmasında hukuki yararı olduğu anlaşıldığından, davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir.
Hal böyle olunca, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21–632 E; 2011/784 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa yöntemince söz konusu sigortalının davaya dâhil edilmesi (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalıların gösterdiği deliller de toplanarak, çalışıp çalışmadığına dair inceleme yapılması gerekirken mahkemece pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Diğer taraftan, mahkemece, davacının ilk davada verdiği feragat nedeniyle aslen bu davadaki talebinden de feragat ettiği kabul edilmiş ise de; davacının aslen 6111 sayılı Yasadan yararlanmak için açmış olduğu davasından, yasa gereği feragat ettiği, şartlı feragatin olamayacağı hususları gözetildiğinde, öncelikle kurumca ilk yapılandırma talebi sonrasında, ne gibi bir işlem yapıldığı ve ne kadarlık borç tahakkuk ettirildiği, 16.05.2011 tarihli yapılandırma talebinden sonra kurumca kaç gün üzerinden yapılandırma yapıldığı ve bu talepten sonra ne gibi işlem yapıldığına dair tüm belgeler getirtilmeli, sigortalıya karşı, davacının açtığı ilk davanın bozma kararı sonrasında açılmamış sayılmasına dair karar ile sonuçlandığı da dikkate alınarak, dava dışı sigortalının da delillerinin sorulması ve söz konusu apartmandaki fiili çalışmalarının tespit edilebilmesi bakımından apartmanın kaç daireli olduğu, tespit edilen dönemlerde ısınmasının nasıl gerçekleştiği, temizlik, çöp alma, alışveriş gibi hizmetlerin günlük kaç saatte yapılabileceği, sigortalı adına kesilen apartman gider makbuzları olup olmadığı hususlarında yeterince araştırma yapılmalı, ayrıca sigortalının çalışmlarını bilebilecek durumda olan ve apartmanda oturan tanıkların veya komşu işyerleri çalışanlarının da beyanlarına başvurulmak suretiyle, fiili çalışmalarının tespiti için tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacınınn bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.