YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10437
KARAR NO : 2014/16670
KARAR TARİHİ : 08.09.2014
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık süresi başlangıcının tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)506 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık sigortasından aylık bağlanması istemine ilişkin davalarda, davalı Kuruma başvuruda bulunulduğu tarih itibariyle tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi durumunda, özellikle, Anayasa’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141. maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten hüküm, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesinde yer alan, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme, sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında, bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen ay başından itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin hüküm kurulmalı, kuşkusuz, yargılama aşamasında aylık bağlama koşulları gerçekleşen davacı sigortalı yönünden tahsis talep günü itibariyle şartlar oluşmamakla Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgu göz önünde bulundurulmaksızın yanılgılı değerlendirme sonucu yargılama masrafına ilişkin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göz önünde bulundurularak 1086 sayılı Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükümdeki “Davacının yaptığı 516,60 TL giderin haklılık durumuna göre takdiren 260 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresi silinerek yerine “Yaptığı yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” ibaresi yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.